Mavi sulara verdiğimiz zararı azaltmak gezegenin geleceği için çok önemli. Ekolojik ayak izimizi her yere bırakmayı başarabildiğimiz gibi su üzerinde ekolojik adımlar atmayı da başarıyoruz.
İklim değişikliği tüm dünyada etkilerini göstermeye, görünür olmaya devam ediyor. Bilim insanları, denizlerin iklimin regülasyonunda çok çok önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Bunun temel nedeni denizlerin gezegendeki en büyük ısı emici olması. Denizler, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı ısının yüzde 90’ını emiyor.
Araştırmalar denizlerin aynı zamanda insan kaynaklı CO2 emisyonlarının yüzde 23’ünü emen çok verimli bir karbon yutağı olduğunu da ortaya koyuyor. Şu ortada ki denizler sadece oksijen üretmiyor, aynı zamanda büyük ölçüde karbondioksit emilimi de gerçekleştiriyor. Uzmanlar şu anda iklim değişikliğini durdurma açısından faydalı olan denizlerin, su sıcaklığı arttıkça tuttukları karbondioksiti atmosfere geri vererek küresel ısınmanın daha da artmasına neden olabileceği uyarısını yapıyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ve çeşitli çevre kuruluşlarının çalışmalarından derlenen bilgilere göre okyanuslar, dünyada yaşamın devamlılığı için gereken oksijenin yüzde 50 ila 80'ini üretiyor ve atmosfere göre 50 kat fazla karbondioksit yutuyor
Bu bağlamda iklim değişikliği gibi hayati bir konuyla mücadelede denizlerin ne kadar önemli bir rolü olduğu görülüyor. Sürdürülebilir deniz yaşamı ve denizlerdeki çeşitliliğin korunması insan hayatı ve geleceği için çok önemli.
2050’de okyanuslarda balıktan çok plastik yüzecek
Okyanuslardaki plastik kirliliği her yıl 1 milyon deniz organizmasının ölümüne yol açıyor. Plastikleri yiyecek sanan deniz canlıları sindirim sorunları ve yeterli beslenememek nedeniyle ölüyor. Araştırmalara göre her bir dakikada iki çöp kamyonunu dolduracak miktarda plastik atık okyanuslara karışıyor. Okyanuslara her yıl dökülen toplam plastik miktarı ise 14,9 milyon tonu buluyor. Her gün 8 milyon parça plastik okyanuslarla buluşuyor ve bunların ne yazık ki 1 milyonu plastik poşetler.
Burada yapılan tahminler de son derece iç karartıcı. Karasal kaynaklardan okyanuslara karışan plastik miktarının 2040 yılına gelindiğinde 30 milyar tona ulaşacağı, 2050 yılına gelindiğinde ise okyanuslardaki plastik miktarının ağırlık olarak ne yazık ki balıklardan daha fazla olacağı öngörülüyor.
Küçük adımlar büyük sonuçlar
Herkes bulunduğu alanda elinden geleni yapabilir. Büyük değişiklikler küçük ölçekli çabalarla gelebilir. Özellikle deniz üzerinde seyahat ederken yapılabilecekler hayati önem taşıyor. Küçük ancak önemli adımlara bir bakalım:
Yelkenli ya da katamaran: Geziye çıkarken mümkünse deniz üzerindeki evinizi yelkenli ya da katamaranlar arasından seçebilirsiniz. Bu tip tekneler karbon ayak izini en aza indirir. Bir yelkenli ilerlemek için rüzgârın gücünü kullanır, doğal bir yakıtla çalışır. Denizlerdeki hayatın korunması için tekne seçimi ilk adım olabilir.
Çöp konusu: Bu belki de en önemli tedbirlerden biri. Hiçbir zaman denize ona ait olmayan bir şey atılmamalı. Son verilere göre okyanuslarda beş trilyondan fazla plastik ve mikro plastik olduğu tahmin ediliyor. Bu kirlilik şu anlama geliyor. Doğrudan okyanus tabanları bu birikim ve kirlilikle zarar görüyor. Deniz yaşamı ölüyor, ekosistem güçsüz düşüyor. Deniz üzerindeyken atıkları ayırmak, karaya çıkarmak ve yine geri dönüşüme uygun biçimde çöpe atmak gerekiyor.
Çevre dostu ve dönüştürülebilen ürünler: Teknede çevre dostu ürün kullanmak suya karışacak sıvılarla ilgili sonrasında vicdan azabı duyulmasını önler. Banyoda kullanılan şampuan, sabun, diş macunu, mutfakta kullanılan bulaşık deterjanı gibi ürünlerin doğa dostu olanlarından tercih edilebilir. Ayrıca çevre dostu güneş kremi kullanmak, mümkün olduğunca az plastik kullanmak denizi korur.
Yerel mağazalar, pazarlar: Yerel mağaza ve pazarlardan alışveriş yapmak daha az nakliye ile daha az ekolojik ayak izi demek. Ayrıca bu şekilde yerel ekonomi desteklenir, yerel topluluğun büyümesine yardımcı olunur.
Denizin doğasını tanımak: Deniz seyahati yaparken gideceğiniz bölgeyi iyi bilmek önemli. Yanlış yere demir atmak, teknenin boyutuna göre ağırlığı farklılık gösteren çapanın teknenin altındaki ekosisteme zarar vermesine yol açabilir. Sürdürülebilir bir şekilde deniz seyahati için güverteden denize uçabilecek, düşebilecek her şey toplanmalı. Yakıt ya da pis su sızıntısı gibi bireysel olarak anında engellenemeyecek ve kirlilik yaratacak durumlar yetkililere bildirilmeli.
Evlerdeyken de denizi unutmamak: Evlerimizde ürettiğimiz atıklar, en basiti lavaboya döktüğümüz yanmış yağların da denize ulaştığı unutulmamalı. Yine evlerde de plastik kullanımı sınırlanmalı.
Su kaynakları hepimizin. Bir ülkenin ya da bir ulusun değil tüm insanlığın ortak değeri. Denizler sahip çıkılması gereken en önemli kaynağımız. Bu bilincin tüm dünyada yaygınlaşması geleceğin teminatı olacak.
KAYNAKLAR
suustunde.com
Yesilgazete.org
Anadolu Ajansı