Beklemediğimiz bir anda hayatımıza giren COVID-19 salgını, insanların risk karşısında önlem alma davranışlarını da etkiledi. Risk farkındalığının artmasıyla birlikte küresel sigorta talebi yükselişe geçti. Swiss Re Institute’ün kısa süre önce yayımlanan son SIGMA Raporu’na göre küresel sigorta pazarı 2022’nin sonunda 7 trilyon doları yakalayacak. Uğurlamaya hazırlandığımız 2021 sonunda toplamda yüzde 3,3’lük bir küresel prim büyümesi beklenirken 2022 yılı için ise büyüme beklentisi yüzde 3,9.
Raporda, bu yükselişin en önemli nedenleri arasında aşılamanın hız kazanması, ekonominin yavaş da olsa toparlanma sürecine girerek ümit vermesi ve gelişmekte olan ülkelerin verdiği ekonomik teşvikler olduğu kaydediliyor. Rapora göre hayat dışı sigorta branşlarında bu yıl toplam prim hacimlerinin COVID-19 krizi öncesi seviyelerin yüzde 10 kadar üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
Risk korkusu etkiliyor
Hayat sigortaları tarafına bakıldığında ise COVID-19’un yarattığı risk farkındalığının talep artışındaki etkisi görülüyor. SIGMA raporuna göre küresel hayat sigortası primlerinde 2021 yılında yüzde 3,8 ve 2022’de yüzde 4 üzerinde güçlü bir toparlanma öngörülüyor. Çoğunluğu gelişmiş pazarlarda olmak üzere hayat sigortaları branşında yazılan toplam primin 3 trilyon doları geçmesi bekleniyor.
Raporun pandeminin son bir yılına odaklanan bölümünde hem hayat hem de hayat dışı sigortaları dönüştüren yapısal değişikliklerin hızlandığının altı çiziliyor. Artan farkındalık için önemli bir katalizör olarak görülen pandemi psikolojisinin tüketiciler arasında sağlık, ölüm ve finansal kaygılarla risk farkındalığını artırdığı belirtiliyor. Pandeminin yarattığı şok dalgası ve giderek büyüyen kriz ortamı, risk bilincini ve aynı zamanda sigorta algısını artırdı. COVID-19’un patlak vermesiyle beraber daha fazla insan poliçe satın almaya ya da sigorta dağıtım kanallarıyla görüşüp bilgilenmeye başladı.
Şirketler de arayışa girdi
Pandemi hayat dışı sigortalarda da risk bilincini etkiledi. Kurumsal müşteriler, küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar ya da siber riskler de dahil olmak üzere yeni riskler konusunda tedbir alma yollarını araştırmaya başladı. Şirketler, salgınla birlikte daha kapsamlı ve esnek koruma sağlayan sigorta ürünlerinin arayışına girdi.
Dijitalleşmenin gücü
Dijitalleşmeye uyum sağlamak gitgide bir seçim olmaktan çıkıyor. Hayat dışı sigorta ürünlerinin satışında kolaylık sağlaması amacıyla sigorta pazarında da kullanılan dijital yöntemler artık hem satışı hem de hizmetleri etkiliyor. Sigortalılar çevrimiçi kanallara hızla adapte olurken teknolojinin sağladığı hız ile memnuniyet seviyesinin de arttığı görülüyor. Küresel olarak incelendiğinde, en iyi dijital altyapıya sahip -sorunsuz şekilde çevrimiçi sigorta poliçesi satın alınmasına olanak sağlayan- ülkeler, hayat sigortası primlerinde en büyük kazançları elde edecek gibi görünüyor.
Mali teşviklerin etkisi
Ekonomik toparlanmanın bir diğer önemli tarafı da hükümetlerin sağladığı mali teşvikler. Maddi gücü yeterli olan, krizde hızlı ve geniş ölçekte teşvik uygulayan ülkelerin en güçlü şekilde toparlanması bekleniyor.
Yüksek gelirli ülkeler, 2020’de mali teşvik için GSYH’nin ortalama yüzde 8,4’ünü harcarken düşük gelirli ülkeler ise GSYH’nin yüzde 3,3’ünü harcamış. ABD ekonomisi büyük ölçekli mali teşviklerden ve hızlı aşı dağıtımından yararlanırken en yüksek reel GSYH büyümesi 2021’de yüzde 6,4 ile Kuzey Amerika’da bekleniyor.
Bazı hükümetlerin mali desteklerle krizi daha hafif atlatabilmesi, ekonomik olarak yaşanabilecek risklere karşı güçlü bir yapı oluşturmanın önemini de vurguluyor. Risklere karşı esnek olabilen ülkeler, uzun vadeli büyüme oranlarına da daha hızlı geri dönebiliyor.
Küresel ekonomideki durum
2010-2019 yılları arasında yani pandeminin hemen öncesinde gelişmekte olan pazarların GSYH olarak büyüme oranı yüzde 4,8 olarak kaydedilmişti. Pandemi döneminde kaydedilen verilere göre 2021’de ortalamanın üzerinde yüzde 6,6’lık bir GSYH büyümesi bekleniyor. Asya kıtası küresel anlamda liderliği yakalarken, bölgenin yükselen pazarı Çin, yüzde 8,3’lük büyüme ile yerini koruyor.
Ekonomik anlamda olumlu öngörüler olsa da bulaşma oranı artan COVID-19 varyantlarının ortaya çıkması ve aşıların pandemiyi kontrol altında tutma ihtimali konusundaki belirsizlik, ekonomik iyileşme sürecinin daha düzensiz ve uzun sürebileceğini de ortaya çıkarıyor.
Dolayısıyla enflasyon, sigorta sektörü de dahil olmak üzere küresel olarak artan bir endişe alanı olmaya devam ediyor. Tüm büyük piyasalarda enflasyonun 2021’i, 2020’den daha yüksek bir oranla tamamlayacağı tahmin ediliyor.
Örneğin normalleşme süreciyle birlikte tüketici harcamalarının hız kazandığı ABD’de enflasyon oranının hem bu yıl hem de 2022’de yüzde 2’lik oranı aşacağı tahmin ediliyor. Enflasyondaki bu baskının, ABD Merkez Bankası’nın 2023 yılının başlarında teşviklerini azaltmaya başlamasına ve bu durumun da finansal piyasalarda dalgalanmalara sebep olabileceği düşünülüyor.
Pandemiden daha fazla etkilenen, aşılama oranları ve mali teşviklerde diğer ülkelere kıyasla geride kalan pazarlarda toparlanmanın da daha yavaş olacağı, ekonomik büyümenin birkaç yıl süreyle erteleneceği de beklentiler arasında.
Pandemi ve etkileri sürse de küresel sigorta sektörü, COVID-19 kriziyle dirençli bir şekilde, üstelik rekora imza atmayı da başararak mücadelesini sürdürüyor.
Kaynak:
Swiss Re Institute 2021 SIGMA raporu
