Tersane-i Amire
Bugün sahip olduğumuz tersanelerin tarihine baktığımızda, Türklerin Anadolu’ya girişi sonrasının milat olduğunu görüyoruz. O dönemde, denizcilik konusunda çalışmalar önem kazanıyor ki Anadolu’nun üç tarafının denizlerle çevrili olması, toprak bütünlüğünün denizlerden de korunmasını mecburi kılıyor.
Türk denizciliğinin başlangıç ve gelişim döneminin Selçuklular zamanına tarihlenir. Kaynaklara göre Türklerin denizcilikteki ilk adımları 1081’de Çaka Bey tarafından atılıyor ve Çaka Bey, İzmir’de ilk tersaneyi kuruyor. Burada da ilk Türk donanması inşa ediliyor.
Neredeyse iki yüz yıl sonra 1227 yılında Alanya’da yapılan Alaiyye Tersanesi, Akdeniz’e egemen olunması açısından dönemin en önemli tersanesi olarak kabul ediliyor. Ardından gelen zaferler de tersanelerin inşasını şekillendiriyor. Örneğin 1323 yılında Karamürsel ele geçirilince Marmara Denizi’ne de ulaşmayı başaran Osmanlı Beyliği, bu zaferin ardından Karamürsel’de 1327 yılında ilk Osmanlı Tersanesi’ni kuruyor. Bu tersanenin bir başka tarihi önemi, ilk Osmanlı savaş gemisinin burada yapılmış olması.
Osmanlı Beyliği, Doğu Marmara’da hakimiyeti kesin olarak ele alınca, denizde güçlenmek ve kurumsallaşmak için çok daha sıkı çalışmalar başlatıyor. Bu yolda hızlıca gelişen Osmanlı Donanması’nın ihtiyacını karşılamak amacıyla önemli ve gerekli noktalarda da tersane yapılmasına devam ediliyor.
Bu dönemde inşa edilen Osmanlı Devleti’nin en önemli tersaneleri şu şekilde sıralanabilir:
- Gelibolu Tersanesi
- İstanbul Tersanesi
- Süveyş Tersanesi
- Tuna Kaptanlığı ve Rusçuk Tersanesi
- Birecik Tersanesi
Osmanlı’nın denizciliği, alınan yerlerle gelişme göstermeye devam ediyor. Örneğin İzmit’in Bizans’tan alınmasıyla İzmit Tersanesi kuruluyor. Düzenli ve ilk büyük Osmanlı tersanesi ise 1390 yılında Yıldırım Bayezid döneminde yapımına başlanan Gelibolu Tersanesi oluyor. Bu tersane, Tersane-i Amire kurulana kadar Osmanlının en önemli deniz üssü olarak görev yapıyor.
Donanmaya verdiği önemle bilinen İstanbul’un fatihi, Fatih Sultan Mehmet, 1455 yılında Tersane-i Amire’nin temelini atıyor. 16. yüzyılda inşa edilen dünyanın en büyük tersanelerinden biri olan Tersane-i Amire; Taşkızak, Camialtı ve Haliç tersanelerinden oluşuyor. Haliç Tersanesi’nde bir yıl içerisinde tamı tamına 249 gemi inşa ediliyor. Tersane-i Amire, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına kadar Osmanlı Donanması’nın merkez üssü olarak hizmet veriyor. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin yaşayan mirası Haliç Tersanesi, aynı zamanda dünya üzerinde kullanımda olan en eski tersane olma özelliğini de taşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti dönemine gelindiğinde ise denizciliğe verilen önem, tersanelerin teknolojik ve altyapı eksikliklerinin giderilmesi konusunda gerekli yatırımların yapılması için alınan kararlarla kendini gösteriyor.
Bu kapsamda yapılan çalışmalar sonucunda 1935 yılına gelindiğinde artık askeri tersanelerde denizaltı inşa edilebiliyor. Planlamalara gelirsek... 1938 yılında 5 bin tonilatoya kadar gemi inşa edecek bir tersane, bin tonilatoya kadar aynı anda dört gemi inşa edecek iki ayrı tersanenin inşa edilmesi planlanıyor. Ticari gemilerin gelecekteki önemi konusunda da bu dönemde ileri görüşlü bir adım atılıyor; 1939 yılında İstanbul Pendik Tersanesi’nin yapımı için çalışmalara başlanıyor.
1960’lı yıllara gelindiğinde ise kamu tersanelerinin teknik alandaki eksikleri belirlenip tamamlanıyor. Bu dönemde imalat da hareketleniyor; Haliç, Camialtı ve İstinye Tersanelerinde yük ve yolcu taşımacılığı yapan tekneler yapılıyor. 1965 yılında Camialtı Tersanesi’nin kapasitesi artırılarak bu tersane 15-18 bin DWT’lik gemilerin yapılması için uygun hale getiriliyor. 1966 yılına gelindiğinde ise Gölcük Deniz Kuvvetleri Tersanesi’nin kapasitesinin artırılması büyük gemi yapımının altyapısını hazırlıyor. Yurt içi gemi inşa kapasitesinin artırılmasıyla beraber tersanelerin modernleştirilmesi de bu dönemin hedefleri arasında.
1970’li yıllarda mevcut hükümet tarafından yerleri belirlenip kiralanmak suretiyle Tuzla Gemi İnşa Sanayi Bölgesi kuruluyor. Alaybey Tersanesi’nin Türkiye’nin en büyük bakım-onarım tersanesi olması amacıyla düzenlemelere başlanıyor. 1939’da kurulması planlanan Pendik Tersanesi, 1969 yılının yatırım programına alınıyor. Pendik Tersanesi’nin yapımına, “Üçüncü 5 Yıllık Kalkınma Planı” döneminde başlanıyor ve Pendik Tersanesi 1982 yılında hizmete açılıyor.
1980 ve 1990’lı yıllara gelindiğinde, kamu tersanelerinin kapasitesi 99 bin 600 DWT’ye, özel sektör tersanelerinin kapasitesi ise 218 bin DWT’ye yükseliyor. Toplam kapasite ise 317 bin DWT oluyor. Bu yıllarda tersanelerin kapasitelerinin artırılması, altyapılarını tamamlanması önem arz ediyor. Amaç global gemi inşa piyasasında Türkiye’ye rekabet kabiliyeti kazandırmak olarak belirleniyor.
Yalova’nın Altınova Bölgesi, jeopolitik konumu itibariyle özel bir yere sahip. Hem Avrupa ve İstanbul’a yakın hem de Ege ve Akdeniz’e geçiş yolu üzerinde bulunuyor. Bu nedenle 2004 yılında 40 yatırımcı Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni kuruyor. Bu girişim, özel sektör tarafından tamamen kendi finansman imkanları ile gerçekleştiriliyor. Bu yönüyle şirket, stratejik öneme sahip ulusal bir proje.
Öncü olan bu yatırıma bağlı olarak yeni tersane yatırım talepleri de gelince, 2001 yılında yatırım programına konulan “Türkiye Tersaneler Master Planı’nın yapımı için 2004 yılında ihale süreci başlatılıyor. Süreç 2007 yılında tamamlanıyor. Askeri ve ticari gemilerin tasarımı ve yüksek yerlilik katkı oranıyla üretilmesi için Türkiye Tersaneler Master Planlarının sonuçları dikkate alınarak yeni tersanelerin kurulması planlanıyor.
İlerleyen yıllarda tersanelerin kapasiteleri; üretim ve bakım-onarım verimliliği kapsamında artıyor. 2003 yılında 37 olan Türkiye’nin tersane sayısı yüzde 127 artarak 2021 yılına gelindiğinde 84’e, 0,55 milyon DWT olan Türkiye’nin tersane kapasitesi ise yaklaşık 8 kat artarak 4,65 milyon DWT ’ye yükseliyor.
Gemi inşası için kullanılan tersaneler her geçen gün çok daha önemli bir hale geliyor. Türkiye’nin en büyük ve en önemli gemi tersanelerinden biri Sedef Tersanesi. 270 bin metrekare alanda hizmet veren Sedef Tersanesi, en büyük kuru havuzlu tersane olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin en büyük gemi tersaneleri ise şöyle sıralanabilir:
- Ada Tersanesi
- Alaybey Tersanesi
- Alanya Tersanesi ve Tophane
- Art Tersanesi
- Argem Tersanesi
- Astaş Tersanesi
Gemi geri dönüşüm sanayinin gelişimi
Gemi geri dönüşüm, ekonomik ömrünü tamamlamış gemilerin seferden çekilmesi ve yerlerine yeni gemilerin getirilmesiyle özetlenebilir. Hurdanın geri dönüştürülmesi ve yeniden kazanılması faaliyetinin ilk halkasında yer alan gemi geri dönüşüm sanayi, denizcilik sektöründe önemi yadsınamaz olan “Yeşil Endüstri”nin bir unsuru.
Gemi sökümü uygulamasına Cumhuriyet öncesi tarihlerde başlanıyor. Türkiye’de ilk gemi sökümü faaliyetleri Haliç Tersanesi’nde yapılıyor. 1925 yılında Bandırma Vapuru ve Ertuğrul Yatı dahil birçok gemi bu bölgede sökülüyor.
Günümüzde ise gemi geri dönüşüm sanayinin merkezi konumundaki Aliağa Gemi Söküm Bölgesinde, 1977 yılında ilk sökülen gemiler Manisa, Çoruh Gemileri, Batman, Turgut Reis Tankerleri ve Ankara Yolcu Gemisi olarak kayıtlara geçiyor. Türk Bayraklı gemilerin yanı sıra ithal edilen yabancı bayraklı gemilerin de sökümüne burada başlanıyor.
İlerleyen yıllarda asbest, PCB ve PCT’ler ile tehlikeli kimyasalların kontrolü, bertarafı ve bunlara karşı alınacak önlemlere ilişkin gemi sökümünü yakından ilgilendiren düzenlemeler yapılıyor. Ayrıca 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na bağlı olarak çıkan mevzuat, gemi söküm faaliyetleri için de geçerli düzenlemeler içeriyor.
Bu bağlamda Türkiye, dünya gemi geri dönüşüm sektörüyle yakından ilişkili olan Basel Sözleşmesi’ne 1994 yılında taraf ülke oluyor. Hong Kong Sözleşmesi’ne de ilk imza atan ülkelerden biri Türkiye. İlgili kanunun Resmî Gazete’de yayımlanması ise 2017 yılına tarihleniyor.
Küresel gemi geri dönüşüm sektör verileri incelendiğinde ise Hindistan, Bangladeş ve Çin’in 2000’li yıllardan itibaren sektörün öncü ülkeleri olduğu görülüyor. Türkiye’de 2009 yılında geri dönüşüme tabi tutulan gemilerin toplam tonajı 557 bin GT iken, 2020 yılında bu miktar yüzde 219’luk rekor bir artışla 1,77 milyon GT’luk gemi geri dönüşümü gerçekleştiriliyor. 2020 yılı dünya gemi geri dönüşüm verilerine göre (500 GT üzeri gemiler) Bangladeş, Hindistan, Pakistan’ın ardında Türkiye 1,5 milyon GT ile dünyada 4. sırada yer alıyor.
KAYNAKLAR
tkygm.uab.gov.tr