Bir akım değil zorunluluk “Sürdürülebilir Lojistik”

Bir akım değil zorunluluk “Sürdürülebilir Lojistik”

Birçok alanda sıklıkla karşılaştığımız “sürdürülebilirlik” bir akım değil, gezegenin geleceği için bir sorumluluk. Lojistik sektöründe de sürdürülebilirlik bu bağlamda kilit öneme sahip.

Sürdürülebilirlik hayatın her alanında sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram. Bir akım olmanın çok ötesinde tüm insanlığın gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için üstlenmesi gereken bir sorumluluk.

Dünyada tüketilen toplam petrolün yüzde 60’ının ve tüketilen toplam enerjinin yüzde 25’inin taşımacılık sektörü tarafından tüketildiği göz önüne alınacak olursa lojistik sektörünün çevresel sürdürülebilirlik açısından önemi daha iyi anlaşılabilir. Lojistik sektörü de tam da bu nedenle ve bu sorumluluğun bilinciyle sürdürülebilir olmanın yollarını arayıp uygulamalı.

Lojistik ithalat ve ihracatın olmazsa olmazı dolayısıyla ulaşım araçlarıyla da sıkı sıkıya bağlı bir faaliyetler bütünü. Çevreye en çok karbon salımı yapan sektörlerden ulaşımı da kapsadığı için lojistikte sürdürülebilirlik çok daha önemli. İşte bu noktada karbon ayak izini azaltma konusunda yapılması gerekenlerin uygulanması önem arz ediyor.

Karbon ayak izi, karbondioksit tarzında ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın miktarı olarak tanımlanabilir. Bu noktada şu verileri zikretmekte fayda var. Küresel İklim Değişikliği Paneli’nin çalışmaları kapsamında küresel çaptaki sera gazı emisyonunun yüzde 5’lik bir kısmının ticari amaçlı taşımacılık faaliyetlerinden kaynaklandığı görüldü. Bu payın dağılımı ise yüzde 60 karayolu, yüzde 20 denizyolu, yüzde 15 havayolu ve yüzde 5 de demiryolu taşımacılığı şeklinde.

Taşımacılığı sorumluluğunun büyük olduğu karbon ayak izini ele alırken, iki türde karbon ayak izi olduğunu göz önüne almak gerekiyor. Bunlar; Doğrudan (Birincil) Ayak İzi ve Dolaylı (İkincil) Ayak İzi.

Doğrudan (Birincil) Ayak İzi: Evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının ölçüsü olarak tanımlanabilir.

Dolaylı (İkincil) Ayak İzi: Kullanılan ürünlerin son kullanıcıya ulaşana kadar süren döngüsünden, yani bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüne de Dolaylı (İkincil) Ayak İzi deniyor. 

Lojistikte, üretim ve sevkiyat için çevre dostu yakıtlı veya EURO 5’e sahip araçların kullanılması önem arz ediyor.
Lojistikte, üretim ve sevkiyat için çevre dostu yakıtlı veya EURO 5’e sahip araçların kullanılması önem arz ediyor.

Lojistik sektörünün de sürdürülebilir olma konusunda düzenleme getirmesi gereken en önemli konu karbon ayak izini azaltmak olmalı. Bu amaçla hava kalitesi, gürültü, bio çeşitlilik, toprak kullanımı ve atık yönetimi konular dikkatle ele alınmalı. Bu kapsamda lojistik sektöründeki işletmelerin aşağıda sıralanan çevresel konu başlıklarında sürdürülebilir olmayı hedeflemesi gerekiyor.

Atık Yönetimi: Bir işletmenin çevreyi koruma konusunda en çok dikkat etmesi gereken kalemlerden ilki atık yönetimi olmalı. Atık Yönetimi kapsamında her türlü su kaynağının korunması ve kirletilmemesi gerekiyor. Bu amaçla üretim süreçlerinde meydana gelen zararlı gazların çevreye salımı sırasında filtre sistemlerinin uygulanması şart.

Çevre Dostu Uygulamalar: Bunların yanı sıra firma içerisinde hayata geçecek çevre dostu uygulamalar da sürdürülebilir lojistik konusunda çok önemli kabul ediliyor. Bu yolda çalışırken öncelik, mevcut üretim sistemlerinin çevresel anlayış ile geliştirilmesine verilmeli. İşletmelerin doğal kaynak kullanımını azaltan yeni sistemler kurması, enerjinin israfını önleme hedefiyle enerji verimliliğine özen gösterilmesi, atık yönetim sistemlerini çevresel ölçekte geliştirip güncellemesi, böylelikle atıkların işletmeye geri dönüşümüne imkân sağlaması bekleniyor.

Müşteriye Çevresel Etki: İşletmeler, sürdürülebilir olmak istiyorsa çalışmalarının müşteriye olan etkilerine de önem vermeli. İşletmede kullanılan malzemelerin veya uygulamaların müşterinin sağlığına dolaylı olarak da çevre için muhtemel en az risk ile geliştirilmesi gerekiyor. Yenilikçi uygulamalar gerçekleştirildikten sonra müşteri taleplerine kulak verilmeli, alınan geri bildirime göre tüm uygulamalar gözden geçirilmeli. 

Tersine Lojistik, herhangi bir nedenle kullanılmayan ürünleri veya kullanım süresini tamamlamış ürünleri tekrar üretime kazandırmayı amaçlar.
Tersine Lojistik, herhangi bir nedenle kullanılmayan ürünleri veya kullanım süresini tamamlamış ürünleri tekrar üretime kazandırmayı amaçlar.

Yeşil Anlayış/Lojistik: Sürdürülebilirlik anlayışı kapsamında incelenen çevresel konular, Yeşil anlayış ile doğrudan bağlantılı kabul edilmeli. Yeşil anlayış; çevrenin daha az zarar göreceği ve çevre koruma bilinci ile yapılan çalışmalar için kullanılan bir kavram. Yeşil anlayışa sahip lojistik kavramı ise literatüre 1980’lerin sonunda ve 1990’ların başında girdi. Bu anlayış beraberinde önemli bazı uygulamalar getirdi.

- Ürünlerin küçük gruplar yerine büyük gruplar halinde taşınması

- Üretim ve sevkiyat için alternatif çevre dostu yakıtlı veya EURO 5’e sahip araçların kullanılması

- Araçlara gürültü ve ses önleyici filtrelerin takılması

- Çevre dostu verimli ulaşım ve dağıtım sistemlerinin tercih edilmesi

- Depolama alanları başta gelmek üzere, mümkün olan her alanda rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı

Tersine Lojistik: Tersine lojistik kapsamında, lojistik faaliyetlerinde kullanılan ve kullanım dışı kalan ürünlerin verimli bir şekilde geri kazanılması, daha verimli kullanılması amaçlanıyor. Tersine lojistik bazı temel aşamalardan oluşuyor. Bunlar geri kazanılacak ürünlerin ve ürünlerin toplanacağı noktaların belirlenmesi, bu ürünlerin toplanması, gözden geçirilip sınıflandırılması, ürünlerin yenilenmesi, nakledilmesi ve tüm sürecin kontrolü şeklinde sayılabilir. Tersine lojistik, özellikle atık haline gelebilecek pek çok kullanılabilir malzemenin geri kazanılması açısından sürdürülebilirliğe son derece büyük katkı sağlıyor.

Sürdürülebilir lojistik kavramını ele alıp uygulamaya koyarken asıl dikkat edilmesi gereken konunun başarı için uygulamaların bütününde kararlı ve inatçı olmak gerektiği gerçeği. Bu da demektir ki alt kavramlarda başarı elde edilmeden sürdürülebilir lojistik yeterince güçlü olamaz.

Sürdürülebilirliğin daha etkin bir şekilde kullanılması için işletmelerin sosyal ve ekonomik alandaki faaliyetlerine de önem vermesi gerekiyor. Bakıldığında sosyal ve ekonomik kapsamda sürdürülebilir olmayan işletmelerin çevresel açıdan sürdürülebilir olması pek de mümkün değil. İşletmelerin ekonomik sürdürülebilirlik konusunda başarılı olması, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir olma konusunda kendisine de avantaj sağlayabilir kuşkusuz. Bu anlamda kazan-kazan ilkesi çalışır ki sonuçta en kârlı çıkan gezegenimiz olur.

KAYNAKLAR

lojistikbilimi.com

globelink-unimar.com

Benzer İçerikler

Taşımacılık sektörünün 2023 beklentileri

Taşımacılık sektörünün 2023 beklentileri

Lojistik sektöründe mücadele sürüyor

Lojistik sektöründe mücadele sürüyor

Gemi taşımacılığının riskleri ve alınabilecek önlemler nelerdir?

Gemi taşımacılığının riskleri ve alınabilecek önlemler nelerdir?

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.