Yakın geleceğin dünyası alarm veriyor

Yakın geleceğin dünyası alarm veriyor

2021 Küresel Riskler Raporu, on yıla kadar hava olaylarından dijital eşitsizliğe, gençlerin hayal kırıklıklarından istihdam ve geçim krizlerine kadar ciddi sorunlar yaşanacağına işaret ediyor. İyi haber şu: Alınacak önlemlerle süreç hafifleyebilir.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından Marsh & McLennan Companies desteğiyle yayımlanan “Küresel Riskler Raporu”nun 16. baskısı kamuoyuyla paylaşıldı. Rapor için yapılan ankette, küresel çapta yaklaşık 700 uzman ve karar vericiye önümüzdeki on yılın riskleri, risklerin etkileşimleri ve riskleri azaltmak için alınabilecek kolektif aksiyonlar soruldu.

Çıkan sonuçlar pek iç açıcı değil. 2021 Küresel Riskler Raporu, tam anlamıyla pandeminin etkisinin derinliğini ve eşitsizliğini ortaya koyuyor. Rapor aynı zamanda kritik küresel sorunların geldiği eşiğe dikkat çekiyor.

Pandemiye karşı uyarmıştı

Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Riskler Raporu aracılığıyla uzun zamandır dünyayı olası bir pandeminin tehlikeleri konusunda uyarıyordu. 2020’de şiddetini artıran COVID-19 pandemisi, yalnızca milyonlarca cana mal olmakla kalmadı; aynı zamanda sağlık, ekonomik ve dijital alanlardaki eşitsizlikleri de derinleştirdi. Pandemiden önce dezavantajlı olan azınlıklar, yeni ve daha adil toplumlara giden yolları kaçırma riskiyle karşı karşıya. Dolayısıyla COVID-19 salgınının eşitsizlikleri ve sosyal parçalanmayı artırdığı, 3 ila 5 yılda ekonomileri tehdit edip 5 ila 10 yılda ise jeopolitik istikrarı zayıflatacağı vurgulanıyor.

Küresel Riskler Raporu 2021’e göre dijital eşitsizlik ve siber güvenlik ilintili riskler ve tabii ki iklim değişikliği nedeniyle yaşanacak çevresel ve ekonomik etkiler öne çıkıyor. Kısa vadede salgınla tetiklenen sağlık, ekonomik ve teknolojik eşitsizliklerin genç neslin üzerinde oluşturacağı baskıya dikkat çekiliyor. İklim değişikliğinin kaçınılmaz sonuçları bağlamında da küresel iş birliğinin önemi de vurgulanıyor.

Gençlerin gelecek planlaması yaparken artık birçok eşitsizliği de dikkate alması gerekiyor.
Gençlerin gelecek planlaması yaparken artık birçok eşitsizliği de dikkate alması gerekiyor.

Dijital eşitsizlik ve gençlerin sorunları

Salgın, dijital devrimi de hızlandırdı kuşkusuz. Küresel çapta insan etkileşiminin, e-ticaretin, çevrim içi eğitimin ve uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasını ve mecburen de olsa benimsenmesini sağladı. Ancak bu değişimler aynı zamanda durumu daha da kötüleştirme ve eşitsizlik yaratma riski de taşıyor. Sonuç olarak dijital eşitsizlik, ankette "kritik kısa vadeli tehdit" olarak değerlendiriliyor.

Dijital sıçrama bazı gençlere fırsatlar sağlarken birçok genç hâlâ istihdam sorunu yaşıyor. Uzun süredir nesiller arası eşitsizliklere maruz kalan ve bunun sıkıntılarını her alanda yaşayan gençler, pandemiyle ciddi bir darbe daha aldı. Üstelik, dünya çapındaki genç yetişkinler, 10 yılda ikinci büyük küresel krizi yaşıyor. Bu nesil çevresel bozulmaya, finansal krizlerin sonuçlarına, artan eşitsizliğe ve endüstriyel dönüşümün aksamasına maruz kaldı. Eğitimleri, ekonomik beklentileri ve akıl sağlığı açısından ciddi zorluklar yaşıyorlar.

Öneri: Küresel Risk Algı Anketi'ndeki adıyla "gençlerin hayal kırıklığı" riski, aslında küresel ölçekte ihmal ediliyor. Şimdiki nesil, gelecekteki fırsatlardan mahrum kalırsa ve bugünün ekonomik ve politik kurumlarına olan inançlarını kaybederse büyük çabalarla elde edilmiş toplumsal kazanımlar kaybedilebilir. Tam da bu sebeple gençlerin seslerinin duyulması, sorunlarına öncelik verilmesi ve pandemiden toparlanma sürecine aktif olarak dahil edilmesi öneriliyor.

Hükümetlerin yatırımcılara gereken destekleri vermesi önem arz ediyor.
Hükümetlerin yatırımcılara gereken destekleri vermesi önem arz ediyor.

Endüstride baskı ve küresel rekabet

Ulus devletlerin artan gücü ve etkisi, teknoloji sektöründe yoğunlaşan pazar ile tüketicilerden, çalışanlardan ve toplumdan gelen baskılar küresel endüstrileri zorluyor. Süper güçler arasında çeşitli alanlardaki rekabet derinleşiyor. Bu rekabetin G20 ülkelerinin uluslararası ilişkilerdeki etkisini azaltabileceği ve bu alandaki jeopolitiği parçalayabileceği endişesi hâkim. Bu tür gelişmelerin, küresel düzeni istikrarsızlaştırabileceği düşünülüyor.

Konuya daha minimal yaklaşıldığında, ekonomiler salgının şokunu geride bıraksa da şirketler bir sarsıntıyla karşı karşıya kalıyor. Küçük şirketlerin çökmesi, büyük ve küçük şirketler arasındaki uçurumun bir hayli açılması, pazar dinamizminin azalması ve eşitsizliğin artması uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmayı doğal olarak zorlaştırıyor.

Öneri: Felaket senaryolarından kaçınmak için pandemi sonrası toparlanma sürecinde izlenecek strateji ve yatırımların göz önünde bulundurulması öneriliyor. Hükümetler ve değişen bir iş ortamı öngören şirketler için üretkenliği ve sürdürülebilirliği artıracak akıllı, temiz ve kapsayıcı büyümeye yatırım fırsatları kaçırılmamalı. 

İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için dünya çapında kararlar alınıp uygulanmalı.
İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için dünya çapında kararlar alınıp uygulanmalı.

İklim değişikliği ve küresel iş birliği

Raporda yakın gelecekte olağanüstü hava olayları, kuraklık ve kıtlık gibi sorunlarla varlığını çok daha güçlü şekilde hissettirecek iklim değişikliğine vurgu yapılıyor. Dünya çapında karantinalar, her ne kadar küresel emisyonların 2020'nin ilk yarısında düşmesini sağlasa da emisyonların geri dönebileceği konusunda ciddi uyarılar bulunuyor. Raporda, dünya için ekonomi de dahil birçok alanda yıkıcı risk olan iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerin ertelenmemesi isteniyor.

Bu noktada, dünyanın gecikmiş bir COP26 için hazırlandığını da hatırlatalım. 2021 Kasım ayında İskoçya'da yapılacak 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26), dünyada iklim konusunda atılacak adımlarla ilgili beklentileri yükseltti. Geçtiğimiz yıl kasım ayında yapılması planlanan COP26, koronavirüs salgını sebebiyle bu yıl 1-12 Kasım 2021 tarihlerinde İskoçya’nın en büyük şehri Glasgow’da gerçekleşecek. Her yıl düzenlenen zirvede, 197 ülke bir araya gelip iklim değişikliği ile mücadelenin tartışıldığı platformda çözüm arıyor. COP zirveleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) bünyesinde düzenleniyor.

Bu yıl düzenlenecek zirvede uluslararası karbon piyasaları oluşturulması ile iklim değişikliğinin yıkıcı etkileriyle mücadele için kararlar alınması bekleniyor. İklim değişikliğinin etkileriyle, hayli şiddetli şekilde karşı karşıya kalan gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler ise söz verilen finansal desteği bekliyor.

Yine toplantının temel getirilerinden olan Paris Antlaşması konusunda, tarafların Ulusal Uyum Planlarını düzenlenmesi hedefleniyor. Taraflardan bu kapsamda, önceliklerini, gereksinimlerini, plan ve eylemlerini tanımlayan uyum bildirimlerini sunması ve bunları periyodik olarak güncellemesi bekleniyor.

GENEL SONUÇ: 2021 Küresel Riskler Raporu; ülkelerin, şirketlerin ve uluslararası topluluğun risk unsurlarına karşı genel dayanıklılığının güçlendirilmesi için dört öneri sunuyor. Bu önerilerin fırsat olarak görülmesi de özellikle vurgulanıyor. Öneriler şöyle:

- Olası risklere karşı bütüncül ve sistemli bir bakış açısı geliştirilmeli.

- Ulusal liderliği ve uluslararası iş birliğini teşvik etmek için çaba gösterilmeli.

- Konu olan risk alanının ilgililerinin arasındaki iletişim iyileştirilmeli. Burada ortaya çıkan ya da çıkabilecek yanlış bilgilerle mücadele edilmeli. Doğru veri ve bilgi akışı sağlanmalı.

- Olası riske hazır olma konusunda, kamu-özel ortaklığı biçimleri için yeni formüller araştırılmalı ve bulunup uygulanmalı.

KAYNAKLAR

Dünya Ekonomik Formu

Anadolu Ajansı

Benzer İçerikler

Okyanuslarda SOS: Sular renk değiştiriyor

Okyanuslarda SOS: Sular renk değiştiriyor

Yaşam maliyeti ve iklim krizleri yarışıyor

Yaşam maliyeti ve iklim krizleri yarışıyor

Aşırı hava olaylarında Türkiye Avrupa’nın en kırılganı

Aşırı hava olaylarında Türkiye Avrupa’nın en kırılganı

PSM’den Corpus Sigorta’ya ve Quick Sigorta’ya 2 ödül!

PSM’den Corpus Sigorta’ya ve Quick Sigorta’ya 2 ödül!