Tehlikenin analizi: “Dönüm Noktası” raporu

Tehlikenin analizi: “Dönüm Noktası” raporu

Deloitte’un iki farklı ısı artışına göre hazırladığı Dönüm Noktası başlıklı analizi, küresel ısınmanın, özellikle de ekonomik açıdan etkisini ortaya koyuyor. İki ayrı sıcaklık artışı senaryosu da ortak bir cümle kuruyor: “Küresel bazda müdahale şart.”

“Küresel Isınma”, hükümetler üstü, Dünya gezegeninin geleceğini, her bir canlı türünün sürekliliğini ilgilendiren, insanlığın en temel ortak sorunu. Öyle de olmalı! Birçok araştırma aynı ortak sonuca varıyor: “Küresel sıcaklık artışına acil müdahale şart.”

Son 30 senede atmosferde biriken sera gazları, küresel sıcaklıkların görülmemiş bir hızda artmasına neden oluyor. Bu artış, sel, yangın, kasırga gibi beklenmeyen ve aşırı hava olaylarını beraberinde getiriyor.

İngiltere Meteoroloji Dairesi tarafından Dünya Meteoroloji Organizasyonu (WMO) adına yapılan yeni bir araştırma ise küresel ısınmanın önümüzdeki 5 yıl içinde 1,5°C eşiğini geçme olasılığının yüzde 50'ye yükseldiğini duyurdu. WMO raporu daha önce bu olasılığı 2020'de yüzde 20 ve 2021'de yüzde 40 olarak hesaplamıştı ki oranın 10 puan birden artması düşündürücü.

Bilim insanları, 1 derecelik ısınmanın, geçen yıl Kuzey Amerika'daki dev orman yangınları, Hindistan ve Pakistan'da etkisi ciddi anlamda hissedilen şiddetli ısı dalgaları gibi sonuçlar doğurduğunun altını çiziyor. Ayrıca Kuzey Kutup bölgesinin önümüzdeki beş yıl içinde dünyanın geri kalanına kıyasla daha büyük bir ısınma etkisi hissedeceği de kaydediliyor. Bu bölgelerde sıcaklıklar, uzun vadeli ortalamadan üç kat daha fazla artabilir. Bu artış da beraberinde Büyük Okyanus'ta görülen okyanus-atmosfer olayı El Nino sezonunda gerçekleşebilir.

Senaryoya göre 3 derecelik sıcaklık artışından en çok Asya-Pasifik ülkeleri etkilenecek. İki ayrı senaryo hazırladı
Senaryoya göre 3 derecelik sıcaklık artışından en çok Asya-Pasifik ülkeleri etkilenecek. İki ayrı senaryo hazırladı

İki ayrı senaryo hazırladı

Profesyonel danışmanlık şirketi Deloitte’un “Dönüm Noktası” başlıklı raporu da küresel ısınmaya dair iki ayrı sıcaklık artışını, baz aldığı bir analize dayanıyor. Raporda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 23 ülkede küresel ekonomiye yön veren şirketlerin CEO’ları ile yapılan “Sürdürülebilir Hareketler Endeksi Araştırması”ndaki veriler yorumlanıyor. Deloitte’un ilk senaryosunda, dünyanın ortalama sıcaklığı 3 derece, ikinci senaryoda ise Paris İklim Anlaşması’nın da ön gördüğü gibi 1,5 derece artıyor.

3 derece artış en çok Asya-Pasifik’i etkileyecek

Bu senaryoya göre, 2070 yılına kadar dünyadaki ortalama hava sıcaklığı 3°C artıyor. Söz konusu artış, küresel ekonomiyi 178 trilyon dolarlık bir zararla karşı karşıya bırakıyor. İş dünyasındaki birçok şirket ya kapanmak zorunda kalıyor ya da yatırımlarını durduruyor. Tıpkı büyük ekonomik krizlerdeki gibi insanlar evlerini ve işlerini kaybediyor. Çok sayıda insan, yeterli gıdaya ve sağlık hizmetlerine de ulaşamıyor.

Senaryoya göre 3 derecelik sıcaklık artışından en çok etkilenecek bölge Asya-Pasifik ülkeleri oluyor. Asya-Pasifik bölgesinin ekonomisi 96 trilyon dolar seviyesinde zarar ediyor. Amerika kıtasındaki kayıpların da 2070’e gelindiğinde 36 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Sadece 2070 yılı özelinde 4 trilyon dolarlık bir kayıp öngörülüyor. Bu dönemde tüm Amerika kıtasındaki ülkelerin zararlarına bakıldığında ABD’nin tek başına kaybı 14,5 trilyon dolar olacak. Avrupa’da da 10 trilyon dolarlık zarar olması bekleniyor. Dünyanın geri kalanındaki zararın ise yaklaşık olarak 40 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Avrupa sadece 2070’te 1 trilyon dolar kayıp beklenirken sonraki 10 yıl boyunca kıtanın ekonomisinde yalnızca yüzde 1’lik bir büyüme gerçekleşecek. Avrupa’nın en son bu oranda büyüme kaydettiği dönem 2010–2020 arası küresel finansal krizin, Avrupa borç krizinin ve COVID-19 pandemisinin birlikte yaşandığı dönemdi. Sadece Avrupa’da 110 milyon kişi işini kaybedebilir.

Küresel sıcaklık artışının 3 dereceye ulaşması halinde, kıyılarda da sular yükselecek ve turizmle gelir elde eden ülkeler zora girecek.
Küresel sıcaklık artışının 3 dereceye ulaşması halinde, kıyılarda da sular yükselecek ve turizmle gelir elde eden ülkeler zora girecek.

1,5°C senaryoları

Deloitte’un yaptığı analizde uygulanan ikinci senaryoda ise dünyadaki ortalama hava sıcaklıklarının Paris İklim Anlaşması’nda belirtilen kritere uyacağı farz ediliyor. Böyle olması durumunda küresel ısınma 1,5 derece ya da daha azla sınırlanmış ve dünya yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmış olacak. 2070’e kadar dünya ekonomisinin 43 trilyon dolar daha fazla büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu dönemde en büyük büyümeyi ise diğer senaryonun tersine, 47 trilyon dolar ile Asya-Pasifik bölgesi gösterecek. Avrupa ve Amerika kıtalarının ekonomileri ise sırasıyla 1 ve 3 trilyon dolar zarar edecek.

Ortalama hava sıcaklığının artması ekonominin yanı sıra, dünyadaki yaşamı kaçınılmaz şekilde ve doğrudan etkileyecek. Deniz seviyesi yükselirken verimli tarım alanları, kıyılardaki yerleşim bölgeleri sular altında kalacak. Üretim ve yatırımlar ertelenirken değişen iklim şartları yüzünden hastalıklar ve ölüm oranları da artacak. Ülkelerin tarımsal üretimleri değişecek ve birçok kıyı ülkesi için çok önemli bir gelir kaynağı olan turizm de bu şartlardan olumsuz etkilenecek. 

Fotoğraf 2019 yılında bir iklim krizi karşıtı gösteriden… Başka bir dünya yok.  Dünya harekete geçmeli
Fotoğraf 2019 yılında bir iklim krizi karşıtı gösteriden… Başka bir dünya yok. Dünya harekete geçmeli

Dünya harekete geçmeli

Araştırmaya katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 89’u “iklim konusunda acil önlem alınması gerektiğini” düşünürken yüzde 79’u da “iklim krizi konusunda kritik noktaya gelindiğine inandıklarını” belirtiyor.

Kesin olan şu ki dünya bir an önce harekete geçmeli. Bunun için karbon sıfıra gidilen yolda;

- Tüm hükümetler, şirketler ve insanlar iklim konusunda cesur kararlar almalı

- Net sıfıra ulaşmaya yönelik adımlar hızlı bir şekilde atılmalı

- Ülkelerin ekonomik şartları, Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen kriterlere uyacak şekilde dönüşmeli

- Düşük emisyonlu bir gelecek hedefine ulaşmak için hükümetler bazında yapılması gereken tüm yatırımlar bir an önce hayata geçirmeli.

İngiltere’de 2021 yılında yapılan bir araştırma ozon tabakasının tamamen iyileşme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyarak çevresel hasarın tersine çevrilmesinde nadir bir başarıyı müjdeliyor. Ortak hareket edilirse bir başka ifadeyle küresel çapta ortak bir eylem planında buluşulursa küresel ısınma açısından da fark yaratılabilir. Bu konuda gerekli adımlar atılmazsa 2040’lı yıllara geldiğimizde geri dönülecek noktayı geçmiş olacağız. Artık kaybedilecek aylarımız ya da yıllarımız yok. Gezegenimiz için birlikte hareket etmenin tam zamanı!

Kaynaklar

fintechistanbul.org

Deloitte “Dönüm Noktası” raporu

Euronews

BBC

NTV

Benzer İçerikler

İklim değişikliği en çok hangi sektörleri tehdit ediyor?

İklim değişikliği en çok hangi sektörleri tehdit ediyor?

Sigortacılığı bekleyen tehlike: iklim riskleri ve insan kaynaklı felaketler

Sigortacılığı bekleyen tehlike: iklim riskleri ve insan kaynaklı felaketler

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.