Sigortacılığı bekleyen tehlike: iklim riskleri ve insan kaynaklı felaketler

Sigortacılığı bekleyen tehlike: iklim riskleri ve insan kaynaklı felaketler

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sigortacıların, sektörün yapısal sorunlarına odaklanması sık karşılaşılan bir manzaradır. Ancak gelişmiş sigorta ekonomilerinde durum biraz daha farklı. Sektörün yapısal sorunlarını önemli ölçüde çözen bu gelişmiş toplumlarda, sigortacılık açısından temel sorun aktüeryal denge ile yönetilemeyecek zararlardır. Bunların başında ise iklim değişikliğine bağlı katastrofik riskler ve insan kaynaklı felaketler gelmektedir.

Swiss Re Grup Baş Ekonomisti Jerome-Jean Haegeli, iklim risklerine bağlı ekonomik kayıpların sigortacılık sektörünün gelecekte temel problemi olacağını belirtti. Son veriler, katastrofik zararların bir kısmının ekonomik büyüme ve kentleşmeye bağlı ortaya çıktığını, bir kısmının ise iklim değişikliğinden kaynaklandığını göstermektedir. Son on yıl, dünya tarihindeki ortalama sıcakların en yüksek olduğu dönem olarak kayıtlara geçmiştir. İnsan kaynaklı felaket sonucunda ortaya çıkan toplam zarar 146 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, sigorta endüstrisi bu zararın 60 milyar dolarlık kısmını üstlenmiştir. Haegeli’ye göre, bu zararların temel sebebi, dünya genelinde yaşanan kentleşme ve insanoğlunun doğal yaşam alanlarını yok etmedeki ısrarıdır.

Ancak birçok sektör aktörü için insan kaynaklı veya iklim değişikliğine bağlı felaketler, çoğunlukla kaderci bir perspektifle değerlendirilir ve sigorta şirketleri için kaçınılmaz süreçler olarak meşrulaştırılır. Oysa sigortacılık sektörü için bu algı büyük bir tehlikeye ifade etmektedir. Haegeli, sigorta sektörünün eskisinden çok daha fazla ısınan iklimin etkilerini dinamik olarak izlemesi gerektiğini, mevcut verilerini sürekli gelişen bir risk ortamına uyarlaması gerektiğini ve sürekli olarak yeni verileri risk değerlendirmesine dahil etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Risk modelinin temel yapı taşı insandır ve ekonomilerin büyümesiyle insan kaynaklı felaketlerin daha kestirilebilir ve ölçülebilir olması temel gereklilik halini alacaktır. Bu nedenle sigorta şirketlerinin riskleri ölçmede çok daha fazla veriyi kullanma eğiliminde olmaları gerektiğini dile getirmiştir. Wake Forest Üniversitesi’nden istatistik profesörü Robert Erhardt’ın bu konudaki yorumu da ilginçtir. Profesör Erhardt’a göre, aktüerler yalnızca iklim ile ilgili risklerin büyüklüğünü belirlememeli, aynı zamanda şirketlerin bu riskleri aktif olarak yönetmesine destek olacak bulgular da üretmelidir. Özetle gelişmiş sigorta piyasaları yüksek reasürans kapasiteleri ve deniz aşırı çalışma kültürleri nedeniyle, tüm dünyadaki doğal afetler ve insan kaynaklı felaketlerle yakından ilgilenmek durumundalar. Bu rapor gelişmiş sigorta ekonomilerinin, kasko - trafik gibi artık onlar için sorun olmaktan uzaklaşmış sigorta türleri dışında, daha önemli riskleri ön planda tutmalarının belki de en temel göstergesi!

Kaynak: Swiss Re Sigma Raporu, 2020. Natural catastrophes in times of economic accumulation and climate change.

Benzer İçerikler

Sigorta sektörü küresel risk etkisinde

Sigorta sektörü küresel risk etkisinde

Yaşam maliyeti ve iklim krizleri yarışıyor

Yaşam maliyeti ve iklim krizleri yarışıyor

Aşırı hava olaylarında Türkiye Avrupa’nın en kırılganı

Aşırı hava olaylarında Türkiye Avrupa’nın en kırılganı

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.