Akıllı otomobillerin trafikteki var oluşunu anlayabilmek adına, “connected car” yani bağlantılı araç teknolojisini kavramak gerekiyor. Bağlantılı araç; sahip olduğu internet bağlantısı ve WLAN ağı sayesinde, internete bağlı diğer birimlerle iletişime geçebilen otomobil olarak tanımlanabilir.
Sürüş kontrol sistemlerine sahip akıllı otomobillerde ışığa duyarlı farlar, sesli komut sistemleri, anahtarsız giriş ve çalıştırma gibi özellikler bulunuyor. Şeridinde kalma, yol üzerindeki canlı ve/veya cansız şeyleri önceden fark etme gibi özellikleri bulunan akıllı otomobiller, gelişmiş iletişim teknolojileri sayesinde araçtaki birimlerle, araç dışındaki bazı cihazlarla iletişim kurabiliyor. Örneğin uydu sistemleriyle bağlantıya geçip yol tarifine göre ilerleyebiliyor. Kullanıcısının telefonuyla bağlantılı komutları da alabiliyor. Bu özellikleriyle akıllı araçlar aynı zamanda bağlantılı araç da oluyor.
Otonom sürüşe geri sayım
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), veri başta olmak üzere diğer güvenlik endişeleriyle, 2018 yılından bu yana Türkiye’de bağlantılı araç servislerine dolayısıyla akıllı araç kullanımına izin vermiyordu. Nisan 2022’de açıklama yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı konuyla ilgili düzenlemelerin yapıldığını, başta otonom sürüş olmak üzere yeni nesil araçlarda bulunan birçok teknolojiye Türkiye’den de erişilebileceğini duyurdu. Bu durumda akıllı araçlar birkaç yıl içinde yollarda olabilecek.
Bu gelişme, Türkiye’deki otomotiv satıcıları ve tüketicilerinin uzun süredir beklediği elektrikli, otonom gibi bağlantılı araçlarda katma değerli servislerin kullanımına ilişkin hayli önemli bir adım. Elbette bu servislerin kullanımı için bazı şartların uygunluğunun sağlanması söz konusu. Milli güvenlik ve kamu düzenine ilişkin nedenlerden ötürü bu servislerin kullanımına izin vermeyen BTK, otomotiv sektörü temsilcileriyle de görüştükten sonra bu servislerin kullanıma açılması için sürecin nasıl işleyeceğini belirledi.
Süreç nasıl ilerleyecek?
* BTK, bağlantılı araçların kullanılmasına ilişkin sürecin işleyişini şöyle belirledi:
"- Araçlardaki eCall ile katma değerli servislerin kullanımına imkân sağlayan haberleşme sistemlerinde hizmet verecek bağlantı sunucuları, ülkemizde yerleşik, mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilmiş bir internet servis sağlayıcıda konumlandırılacak. Bu sunucuların erişim açma ve kapama yetkileri uygulama arayüzleri aracılığıyla yönetilmek üzere BTK kontrolünde olacak.
- Kullanıcı, e-devlet üzerinden aracın trafik durumunu istendiği zaman açıp kapatabilecek. BTK, uygulama arayüzü aracılığıyla bu isteği sunuculara aktaracak.
- Araç telemetri ürünleri, mevzuatta yer alan şartları sağladıklarının kontrolü adına BTK laboratuvarlarında test edilecek. Test sonucuna göre BTK, ilgili telemetri ünitesi takılı bulunan araçların Türkiye’de kullanımına izin verebilecek.
- Düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte, koşulları sağlayan araçlar, akıllı teknolojileri ve servisleri mevzuata uygun olarak kullanıma açabilecek.”
Bu düzenlemeler, Türkiye’deki kullanıcıların başta otonom sürüş olmak üzere yeni nesil bağlantılı araçlarda bulunan birçok özelliği kullanabilmesini sağlayacak. Ayrıca veri paylaşımına izin verilmediği için Türkiye’de satışa sunulamayan birçok elektrikli ve bağlantılı araç Türkiye pazarına girecek.
Bu düzenlemelere göre kullanımına izin verilecek özellikler şöyle:
- Otonom sürüş
- Araca özel internet
- Araçtan araca iletişim
- Canlı yol ve hava durumu
- Gelişmiş navigasyon
- Uzaktan park etme ve kontrol
- Uzaktan güncelleme alma
- Servis ve bakım takibi
- Gelişmiş güvenlik sistemleri
Akıllı araçlarla ilgili riskler
Akıllı araçlar konusunda yaşanabilecek riskler, ciddiye alınmalı. UpStream Global Services’in gerçekleştirdiği son araştırmaya göre 2018-2021 yılları arasında akıllı araçları hedefleyen siber saldırı yoğunluğu yüzde 225 oranında artış gösterdi. Bu ciddi bir oran! Araştırmanın detaylarına bakıldığında, en önemli saldırı kategorilerinin başında yüzde 38 ile “verilerin gizlilik ihlali”, ardından yüzde 27 ile “araba hırsızlığı” ve yüzde 20 ile “kontrol sistemleri” geliyor.
IoT ve 5G teknolojilerinin hâkim olduğu akıllı araçları geliştiren sistem uygulamalarının güncelleme aldığı dönemler aynı zamanda saldırıya en çok açık olduğu zamanlar. Dolayısıyla akıllı otomobiller için en büyük tehdit yazılım güncellemeleri ya da yeni donanım eklemeleri. Hacker’ların dört gözle beklediği güncellemeler sırasında sistemde güvenlik zafiyeti oluşabiliyor. Bu sayede kamera, araç içi eğlence sistemleri, aracı çalıştırma ve durdurma gibi komutlar engellenerek sistemlere zarar verilebiliyor. Otomobillerin hacklenmesi için çeşitli yollara başvuruluyor. Bir akıllı otomobilin anahtarlığını hacklemeyi başarabilen hackerler, otomobili çalmak için anahtarın sinyalini klonlayabiliyor. Araçların yerini belirlemek ve kilidini uzaktan açmak, çalıştırmak ve sürmek için de GPS verileri hırsızlar için bulunmaz nimet oluyor.
Bu teknolojik saldırılar sonrasında yazık ki araçlardaki uygulamalar kullanılamaz hale geliyor. Tam da bu tehlikeler nedeniyle, kullanıcıların araç güncellemelerini bir uzman eşliğinde gerçekleştirmesi öneriliyor.
Akıllı otomobillerin sigortalanması
Ağ güvenliği kuruluşu WatchGuard, geçen yıl akıllı araçlara yönelik siber saldırıların yüzde 85’inin uzaktan, yüzde 40’nın da ‘back-end server’ları hedeflediğini kaydediyor. Bu açıdan bakıldığında, birkaç yıl içerisinde otomotiv endüstrisinin siber saldırılar nedeniyle 500 milyar doların üzerinde zarar göreceği öngörülüyor.
Bağlantılı araçlar konusunda getirilen yeni düzenlemeyle yollara çıkacak akıllı araçlar, siber riskleri de beraberinde getirecek. Bu durumda akıllı otomobillerin sigortalanması konusunda klasik yöntemlerin işlevsiz kalacağı malumun ilanı aslında.
Sigorta sektörünün burada dikkate alması gereken başlıca konu, üstte de altı çizilen siber tehlikeler. Elektrikli ya da akıllı araçlardaki yazılımlar tehlikeye açık kapılar gibi… Bu yazılımların “hack”lenmesi, çalınması gibi bahsi geçen tehlikelerin önlenmesi amacıyla, sigorta dünyasının mevcut ürün yelpazesini geliştirmesi gerekiyor.
Hem elektrikli hem de otonom araçlarda kaskonun yerine dijital sigortaların geleceği açık. Akıllı otomobiller, bulutla bağlantılı araçlar. Sistemde yoğun bir bilgi akışı oluyor. İnsan faktörünün de devreye girmesiyle, “oto-machine learning” yani “makine öğrenmesi” gibi farklı yapay zekâ algoritmaları kullanılması şart. Sigortacılık uygulamaları açısından fiyatlama yapmak, buradaki binlerce veriyi alıp işleyerek mümkün olabiliyor.
Akıllı otomobillerin beklenen en önemli faydalarından biri de kaza oranını azaltmaya aday olmaları. Bu noktada otomobilin içinde ve yollarda yaşanabilecek riskler de sigorta sektörü açısından tahmin edilebilir olmalı. Günümüzde sigorta sektörüne fayda sağlayan makine öğrenmesi gibi yaygın kullanılan diğer Insurtech türleri, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve akıllı telefon uygulamaları, akıllı otomobillerin sigortalanması konusunda sektör için önemli destekler olacak.
Teknolojinin devreye girdiği her konuda olduğu gibi bu konudaki gelişmeler de zamanla yaşanıp görülecek. Akıllı araçlar yola koyulduğunda peyderpey karşılaşılacak sorunların sektöre de yol göstereceğine şüphe yok.
KAYNAKLAR
*Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
UpStream Global Services
WatchGuard Technologies