Öncelikle bu konu hakkında sık sık duyduğumuz tanımlamaları biraz anlatalım:
Sera gazı emisyonu: Karbondioksit, metan, nitrojen oksit, hidroflorür karbonlar gibi gazların atmosfere verilen miktarı. Bu gaz bileşimleri, atmosferdeki ısıyı tutuyor ve hapsediyor.
Karbon ayak izi: Sera gazı emisyonunun diğer adı. Karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından çevreye verilen zararın ölçüsü.
Sera gazı etkisi: Yeryüzündeki ortalama sıcaklığı ve tüm canlılarının hayatının sürmesini sağlayan etki. Sera gazı olmasaydı, yeryüzünün -18°C civarında olacağı söyleniyor.
Yenilenebilir enerji: Doğanın bünyesindeki döngüde bulunan güneş ışığı, jeotermal ısı, rüzgar ve su gibi tüketilemeyen ve sürekli yenilenen enerji kaynakları.
Ekolojik ayak izi: İnsanın gezegendeki ekosistemler üzerindeki etkisini ölçen birim.
Dünyadaki iklim değişikliği önlemleri
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’ne (Intergovernmental Panel on Climate Change-IPCC) göre iklim değişikliğinde etkili olan sera gazı oranındaki artışın en önemli iki nedeni, fosil yakıt (kömür, petrol ve doğalgaz) kullanımı ve orman kaybı. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (UNFCCC) üye olan ülkeler, iklim değişikliğinin ciddi etkilerini önlemek için bazı çalışmalar gerçekleştiriyor. Çalışmalar çerçevesinde küresel sıcaklık artışını 2 °C’ın altına düşürmeyi kabul eden üye ülkelerle birlikte karbon emisyonunun 2050 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltılması hedefleniyor. İklim değişikliğiyle savaşmak isteyen tüm şirketlerin enerji verimliliği önlemleri, yenilenebilir enerji üretilmesi veya satın alınması gibi işlemleri yapması gerekiyor. Dünya Bankası’nın açıklamasına göre karbondioksit emisyonlarındaki artış aynı şekilde devam ederse 2060 yılında ortalama sıcaklık artışı 4°C’ı bulacak.
WWF’nin çalışmaları ve Yeşil Ofis
WWF’nin (World Wide Fund for Nature/Dünya Doğayı Koruma Vakfı) karbon emisyonunu tespit edip bunu azaltmak isteyen işletmeler için düzenlediği uluslararası programları bulunuyor. WWF Türkiye, bu konuda harekete geçmek isteyen işletmelere şunları öneriyor: Enerji verimliliği önlemleri ve yatırımları, enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmekten veya kendi yenilenebilir enerjisini üretmek, karbon offset (sıfırlama) sertifikaları.
WWF’nin şirketleri için gerçekleştirdiği bir diğer projesi ise Yeşil Ofis. Karbon emisyonu, enerji tasarrufu, yenilenebilir kaynaklar, doğal kaynakların bilinçli kullanımı hakkında ofis çalışanlarında farkındalık yaratmayı hedefleyen Yeşil Ofis programı; ısıtma ve soğutma, ulaşım, elektrik-su-kağıt-gıda-atık tüketimi gibi kriterlerle şirketleri inceliyor.
Şirketler neler yapabilir?
Enerji kaynaklarını değiştirmek gibi önlemler çok maliyetli olsa da iklim değişikliğinin önüne geçmek için büyük veya küçük ölçekli şirketlerin yapabileceği bir şey mutlaka mevcut:
● Kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtları bırakıp güneş enerjisi, rüzgar santralleri gibi yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına ağırlık vermek. Güneş enerjisi panellerinin maliyetleri yüksek olsa da uzun dönemde hem gezegenimiz hem de şirketin imajı ve ekonomisinde olumlu etkileri bulunuyor. Bu konuda hükümet politikaları çok değerli.
● Ofislerde gün ışığından faydalanmak. Hareket sensörlü ve enerji tasarruflu ampuller kullanmak. Tamamıyla enerjiden tasarruf etmek; boşuna çalışan aydınlatma, bilgisayar gibi elektrik giderlerini kapatmak.
● Az tüketmek ve geri dönüşüme katkı sağlamak. Ofislerde kağıt, plastik, cam için geri dönüşüm kutuları bulundurmak ve geri dönüşümü için ilgili birimlere teslim etmek. Plastik kullanımını sıfırlamak. Kağıt tüketimini azaltmak ve dijitalleşmek. Pillerin yeniden doldurulabilir olanlarını tercih etmek.
● Çevreci ulaşım araçlarını kullanmak. Daha az seyahat etmek. Ulaşım yakın olan yerlere yürümek veya şirket aracı kullanmamak.
● Tüm ekibi bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak adına fidan dikme gibi projeler gerçekleştirmek.
KAYNAK
www.wwf.org.tr
www.eea.europa.eu
www.karbonayakizi.com
www.dogadergisi.com
