Yenilenebilir enerjide risk kaynakları

Yenilenebilir enerjide risk kaynakları

Doğal kaynaklardan elde edilebilen ve doğanın daima yenilediği kaynakların kullanımında da riskler söz konusu. Santral tiplerine ve çalışma sürelerine göre risk unsurları değişiklik gösteriyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından edinilecek faydanın hem dünya hem de Türkiye genelinde artması, fosil yakıtlardan sağlanan ve mutlak sona giden enerjiye alternatif olarak karşımızda duruyor. Kaynağı doğa olan yenilenebilir enerjinin üretimi de beraberinde çeşitli zorlukları ve riskleri getiriyor.

Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımları özellikle son 30 yılda hızlı bir artışa geçti. Hidroelektrik Santraller (HES) ile başlayan yenilenebilir enerjiye yatırımlar; sırasıyla Jeotermal Enerji Santralleri (JES), Rüzgâr Enerji Santralleri (RES), Güneş Enerji Santralleri (GES) ve son olarak Biyo Enerji Santrallerinin (BES) kurulması ile sürüyor.

Tüm bu enerji yatırımları sırasında santral tiplerine ve çalışma sürelerine göre risk unsurları değişiklik gösteriyor. Bir enerji santrali için riskler, zamana bağlı değişim gösterebiliyor. Santraller için öne çıkan bazı riskler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

İklim krizi nedeniyle yaşanan afetler, yenilenebilir enerji kaynakları açısından maliyet ve riskleri de artırıyor.
İklim krizi nedeniyle yaşanan afetler, yenilenebilir enerji kaynakları açısından maliyet ve riskleri de artırıyor.

Güncel riskler neler

Henüz karşılaşılmamış iklime bağlı riskler: Küresel iklim değişikliği sebebiyle öngörülemeyen risk unsurları söz konusu. Son dört yıl içerisinde kurulan santrallerin sert kış koşulları ile henüz karşılaşmamış olması sebebiyle ortaya çıkmamış ayıpları olabilir. İlk yoğun kış döneminde başta GES’ler için kar yükü, RES’ler için buz yükünün tetikleyeceği durumlar yaşanabilir. Özellikle HES’ler için de beklenmedik yağış rejimleri ciddi hasarlara yol açabilir. HES’lere teminat verilmeden önce arazi koşulları, coğrafi şartlar ile plan ve projelerin dikkatlice değerlendirilmesi öneriliyor. HES’ler için en belirgin bir başka maliyet ise sel hasarlarından sonra oluşabilecek yer kayması. İletim kanalında meydana gelen böyle bir durumda santralin enerji üretimi tamamen duruyor. Bu da belirgin bir maliyet demek. Önlem için teminatların sınırlandırılması, makul durma sürelerinin belirlenmesi, güncel özel şartların oluşturulması tavsiye ediliyor.

Kalifiye personel eksikliği ve ekonomik koşullar: Özellikle operatörlerin etkin olduğu BES -aşırı katı yakıt alımı gibi- ve HES’ler -aşırı yağışlı dönemlerde geç su tahliyesi yapılması gibi- bu yönüyle yüksek risk taşıyor. Kritik durumlarda enerji üretimini tercih eden sigortalılar, hasar frekanslarını artırabiliyor.

HES’ler aşırı yağışlı dönemlerde geç su tahliyesi yapılması gibi riskler taşıyor.
HES’ler aşırı yağışlı dönemlerde geç su tahliyesi yapılması gibi riskler taşıyor.

Onarım süreleri ve tazminat tutarları: Yeni kurulan santrallerde garanti problemleri, finansal kayıplara garanti verilmemesi, bu nedenle artan onarım süreleri ve tazminat tutarları da risk yaratıyor. Bu tür durumlar özellikle RES’ler için türbin üretenlerin pazarda alternatifsiz olması nedeniyle sık karşılaşılıyor. Son dönemde RES işletmecileri bu durumu dikkate alarak sözleşmeler için bir süre sınırlaması düzenliyor. Garanti kapsamında olan hasarlarda bu sürelerin altında üretim yapılması durumunda, üretici firmalardan finansal kayıplar tazmin edilebiliyor. Bu nedenle bir RES işletmesine teminat sağlanırken sigortalılar ile üretici firmalar arasındaki sözleşmelerin incelenmesi önem arz ediyor.

YEKDEM süresinin dolması: Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM); teşvik verilen santrallerin teşvik mekanizmaları ve genel olarak oluşan toplam maliyetin ve/veya tedarikçilerin tüketimlerine olan oransal maliyeti anlamına geliyor. YEKDEM kapsamında olan santraller için 10 yıl dolunca, santrallerin enerji üretim maliyeti–gelir optimizasyonu bozuluyor. Bu nedenle maliyet yönetimine başlanılması, riskin artmasına neden oluyor. Diğer taraftan kâr kaybı hasar miktarları da azalıyor.

Yangın ve plansız ekstra yükler: Çatı Tipi GES yatırımlarının artması bekleniyor. Çatı Tipi GES’lerin yarattığı en büyük risk unsuru -binaların yapısal özellikleri sebebiyle- yangın ve taşıyıcı sistem üzerindeki plansız ekstra yükler olarak kabul ediliyor. Özellikle kurulumu yapılan çatı tipi GES’lerin bulunduğu binalarda EPC firması ile sigortalı firma arasındaki sözleşmelerin incelenmesi, olası hasar durumunda sorumlu tarafların tespiti, kök neden analizi ve rücu analizi yapılması önem arz ediyor.

Bakım giderlerinin poliçeye eklenmesi talebi

Hasar yönetimi tüm santral tipleri için özellikle RES ve JES’ler için önemli. İki türdeki yenilenebilir enerji santralleri, sistemlerinde görece daha teknolojik elektromekanik ekipmanlar barındırıyor. HES’ler için teknoloji standart ve onarım yöntemleri çeşitli ancak, JES ve RES gibi daha kompleks mühendislik yapıları bulunuyor. Bu durum üretici firmaya bağımlılık yaratıyor ve yüksek genel giderlerin poliçeye dahil edilmesi isteğini doğuruyor. 

Birçok güncel risk nedeniyle poliçe şartlarının gözden geçirilmesi öneriliyor.
Birçok güncel risk nedeniyle poliçe şartlarının gözden geçirilmesi öneriliyor.

Neler yapılabilir?

Tüm santraller için santralin tipi, çalışma süresi, teknolojisi fark etmeksizin hasar durumunda “kök sebebin tespiti, rücu ve sorumluluk analizlerinin yapılması, hukuk departmanları ile eş zamanlı takip sağlanması” öneriliyor. Diğer taraftan risk analizi konusunda daha yenilikçi yaklaşımlarda bulunulması, hasar durumunda beyan yükümlülüğünün kontrolü ve rücu-kusur analizlerinin yapılması için kapsamlı soru formlarının hazırlanması da öneriler arasında.

Yine güncel koşulların yakalanması suretiyle BES ve Çatı Tipi GES yatırımlarının yakından takip edilmesi, özel poliçe metinlerinin, risk yönetim programlarının oluşturulması öneriliyor.

BES’lerde çevre izinlerinin alınmaması, açık alan depolama problemleri, kanun ve yönetmeliklere aykırı depolama faaliyetlerinin yapılması, yangın ve sorumluluk riskleri açısından belirgin bir risk unsuru yaratıyor. BES’ler için yangın/infilak güvenliği ise kapsamlı değerlendirilmesi gereken konular arasında yer alıyor.

Ek olarak biyogaz tesislerinde kullanılan gaz motorları için üretici firmaların garanti koşulları değişkenlik gösteriyor. Kullanılan gazın içeriği sebebiyle gaz motorları sık sık dur-kalk şeklinde çalışmakta ve daha hızlı aşınma–yıpranma yaşanabilmekte. Bu nedenle biyogaz tesisine teminat sağlanırken gaz ile düzenli yağ analizleri, bakım periyotları, motorların dur-kalk ve çalışma süreleri incelenmeli, mutlaka poliçeye not edilmeli.

RES’ler için yıldırım muafiyetleri de gözden geçirilmeli. Yıldırım hasarları, hem fiziki hasar hem de kâr kaybı için ciddi maliyetlerin oluşmasına neden oluyor. Diğer taraftan geç müdahale koşulları maliyetleri artıran ana etkenler. Bu durumu önlemek üzere poliçe şartlarının gözden geçirilmesi öneriliyor.

Son söz olarak enerji konusu sigorta sektörünün baştan sona önemle ele alması gereken bir konu. Enerji sektörünün sağlıklı ve sürdürülebilir olabilmesi, sigorta sektörünün desteğiyle doğrudan ilişkili. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile başa çıkmaya çalışan enerji sektörünün risk yönetimindeki en etkin ve doğru çözüm ortağı belli ki sigorta sektörü olacak.

KAYNAKLAR

Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği

Sigortacı Gazetesi

Benzer İçerikler

Önleyici sigortacılıkta yapay zeka ve makine öğrenimi

Önleyici sigortacılıkta yapay zeka ve makine öğrenimi

Küresel rüzgar enerjisinde büyüme bekleniyor

Küresel rüzgar enerjisinde büyüme bekleniyor

Uzaydan güneş enerjisinin avantajları

Uzaydan güneş enerjisinin avantajları

PSM’den Corpus Sigorta’ya ve Quick Sigorta’ya 2 ödül!

PSM’den Corpus Sigorta’ya ve Quick Sigorta’ya 2 ödül!