Türkiye’nin yenilenebilir enerjide 2035 vizyonu

Türkiye’nin yenilenebilir enerjide 2035 vizyonu

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını 2035 için 120 bin megavata taşımayı amaçlıyor. İşte yenilenebilir enerjide yol haritası…

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın şanslı bölgelerinden birinde yer alıyor. Türkiye’nin hidroenerji, jeotermal, güneş, rüzgar açısından enerji potansiyeli sırasıyla 216 milyar KWh, 31500 MWt, 500 Mtep/yıl, 400 milyar Kwh. Bu kapasitesinden aldığı güçle Türkiye, yenilenebilir enerji alanında büyük hedeflerle geleceğe doğru emin adımlar atıyor. 2035 için belirlenen yeni hedefler doğrultusunda, rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün toplamda 37 bin megavat artırılması planlanıyor. Bu büyüme, kurulu kapasiteyi 120 bin megavata çıkararak enerji altyapısında köklü bir dönüşüme işaret ediyor haliyle. Bu hedefe ulaşmak için gereken yatırımın ise yaklaşık 80 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

Rüzgar ve güneş enerjisinde yeni dönem

Yazının girişinde de belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitenin 2035 itibarıyla toplam 120 bin megavata çıkarılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için 108 milyar dolarlık kapsamlı bir yatırım ve reform süreci başlatıldı. Bu doğrultuda, YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) projelerinde yeni modeller ve işlevsel ihale mekanizmaları devreye alınacak.

Özellikle Ocak 2025’te, toplamda 1200 megavat olması hedeflenen rüzgar enerjisi projeleri için yeni YEKA yarışmaları düzenlenecek. Ayrıca alım garantisi süresinin 20 yıla çıkarılması, yatırımcılar için önemli bir finansman kolaylığı anlamına da geliyor. Bu tür adımlar, enerji sektöründe güven ve uzun vadeli yatırım olanaklarını artırmayı amaçlıyor.

YEKA ihalelerinde bu ve benzeri yeni süreçler devreye alınırken, çevresel etki değerlendirme (ÇED) gibi izin süreçleri “süper izin” mekanizmasıyla 48 aydan iki yılın altına indirilecek.

Enerji iletim altyapısının modernize edilmesi ve güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji projelerinin verimli bir şekilde entegre edilmesini sağlayacak. Bu kapsamda bakanlık, Türkiye’yi doğudan batıya, güneyden kuzeye 40 bin megavatlık bir HVDC (yüksek voltaj doğru akım) koridoru ile bağlayarak enerji şebekesini "Şampiyonlar Ligi" seviyesine taşımayı hedeflediklerini de vurguluyor ki bu mevcut kaynaklara bakıldığında son derece mümkün görünüyor.

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın şanslı bölgelerinden birinde yer alıyor. Türkiye’nin hidroenerji, jeotermal, güneş, rüzgar açısından enerji potansiyeli sırasıyla 216 milyar KWh, 31500 MWt, 500 Mtep/yıl, 400 milyar Kwh. Bu kapasitesinden aldığı güçle Türkiye, yenilenebilir enerji alanında büyük hedeflerle geleceğe doğru emin adımlar atıyor. 2035 için belirlenen yeni hedefler doğrultusunda, rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün toplamda 37 bin megavat artırılması planlanıyor. Bu büyüme, kurulu kapasiteyi 120 bin megavata çıkararak enerji altyapısında köklü bir dönüşüme işaret ediyor haliyle. Bu hedefe ulaşmak için gereken yatırımın ise yaklaşık 80 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Rüzgar ve güneş enerjisinde yeni dönem Yazının girişinde de belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitenin 2035 itibarıyla toplam 120 bin megavata çıkarılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için 108 milyar dolarlık kapsamlı bir yatırım ve reform süreci başlatıldı. Bu doğrultuda, YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) projelerinde yeni modeller ve işlevsel ihale mekanizmaları devreye alınacak.  Özellikle Ocak 2025’te, toplamda 1200 megavat olması hedeflenen rüzgar enerjisi projeleri için yeni YEKA yarışmaları düzenlenecek. Ayrıca alım garantisi süresinin 20 yıla çıkarılması, yatırımcılar için önemli bir finansman kolaylığı anlamına da geliyor. Bu tür adımlar, enerji sektöründe güven ve uzun vadeli yatırım olanaklarını artırmayı amaçlıyor.  YEKA ihalelerinde bu ve benzeri yeni süreçler devreye alınırken, çevresel etki değerlendirme (ÇED) gibi izin süreçleri “süper izin” mekanizmasıyla 48 aydan iki yılın altına indirilecek. Enerji iletim altyapısının modernize edilmesi ve güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji projelerinin verimli bir şekilde entegre edilmesini sağlayacak. Bu kapsamda bakanlık, Türkiye’yi doğudan batıya, güneyden kuzeye 40 bin megavatlık bir HVDC (yüksek voltaj doğru akım) koridoru ile bağlayarak enerji şebekesini "Şampiyonlar Ligi" seviyesine taşımayı hedeflediklerini de vurguluyor ki bu mevcut kaynaklara bakıldığında son derece mümkün görünüyor.
Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın şanslı bölgelerinden birinde yer alıyor. Türkiye’nin hidroenerji, jeotermal, güneş, rüzgar açısından enerji potansiyeli sırasıyla 216 milyar KWh, 31500 MWt, 500 Mtep/yıl, 400 milyar Kwh. Bu kapasitesinden aldığı güçle Türkiye, yenilenebilir enerji alanında büyük hedeflerle geleceğe doğru emin adımlar atıyor. 2035 için belirlenen yeni hedefler doğrultusunda, rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün toplamda 37 bin megavat artırılması planlanıyor. Bu büyüme, kurulu kapasiteyi 120 bin megavata çıkararak enerji altyapısında köklü bir dönüşüme işaret ediyor haliyle. Bu hedefe ulaşmak için gereken yatırımın ise yaklaşık 80 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Rüzgar ve güneş enerjisinde yeni dönem Yazının girişinde de belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitenin 2035 itibarıyla toplam 120 bin megavata çıkarılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için 108 milyar dolarlık kapsamlı bir yatırım ve reform süreci başlatıldı. Bu doğrultuda, YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) projelerinde yeni modeller ve işlevsel ihale mekanizmaları devreye alınacak. Özellikle Ocak 2025’te, toplamda 1200 megavat olması hedeflenen rüzgar enerjisi projeleri için yeni YEKA yarışmaları düzenlenecek. Ayrıca alım garantisi süresinin 20 yıla çıkarılması, yatırımcılar için önemli bir finansman kolaylığı anlamına da geliyor. Bu tür adımlar, enerji sektöründe güven ve uzun vadeli yatırım olanaklarını artırmayı amaçlıyor. YEKA ihalelerinde bu ve benzeri yeni süreçler devreye alınırken, çevresel etki değerlendirme (ÇED) gibi izin süreçleri “süper izin” mekanizmasıyla 48 aydan iki yılın altına indirilecek. Enerji iletim altyapısının modernize edilmesi ve güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji projelerinin verimli bir şekilde entegre edilmesini sağlayacak. Bu kapsamda bakanlık, Türkiye’yi doğudan batıya, güneyden kuzeye 40 bin megavatlık bir HVDC (yüksek voltaj doğru akım) koridoru ile bağlayarak enerji şebekesini "Şampiyonlar Ligi" seviyesine taşımayı hedeflediklerini de vurguluyor ki bu mevcut kaynaklara bakıldığında son derece mümkün görünüyor.

Yenilenebilir enerjinin küresel ve yerel boyutları

Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusundaki politikaları, karbon emisyonlarını azaltma, enerji arz güvenliğini sağlama ve bölgesel enerji bağımsızlığını artırma amaçlarını taşıyor. Enerji dönüşümüne yönelik atılan bu adımlar, Türkiye’nin sadece yerel enerji piyasasında değil, küresel yenilenebilir enerji dönüşümünde de aktif bir rol üstlenme vizyonunu yansıtıyor. Öte yandan Bakan Bayraktar, doğal gaz ve petrol üretiminde de önemli gelişmeler kaydedildiğini duyurdu. Şırnak Gabar’da günlük petrol üretimi 51 bin varile, Karadeniz’de bulunan Sakarya Gaz Sahası’nda günlük gaz üretimi ise 7,2 milyon metreküpe ulaştı. 2025’in ilk çeyreğinde bu kapasitenin 9,1 milyon metreküpe çıkarılması ve 4 milyon haneye enerji sağlanması, 2026’da ise bu rakamın 8 milyon haneye ulaşması hedefleniyor.

Türkiye, 2035 yılına kadar yenilenebilir enerji hedefini gerçekleştirip enerji sektöründe büyük bir sıçrama gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Türkiye, 2035 yılına kadar yenilenebilir enerji hedefini gerçekleştirip enerji sektöründe büyük bir sıçrama gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Geleceğe dönük stratejiler

Türkiye, 2035 yılına kadar her yıl 7 bin 500 ila 8 bin megavat arasında kurulu gücü devreye almayı planlıyor. Rüzgar ve güneş enerjisinde toplamda 120 bin megavat kurulu güce ulaşarak, enerji sektöründe büyük bir sıçrama gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Bu vizyon, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırırken çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine de katkı sağlayacak. Reform, çeşitlendirme ve dijitalleşme odaklı bu dönüşüm, Türkiye’yi yenilenebilir enerji alanında bölgesel ve küresel bir lider haline getirme potansiyeline sahip.

KAYNAKLAR

mfa.gov.tr

TRT Haber

Benzer İçerikler

Bina yalıtımında kış tüyoları

Bina yalıtımında kış tüyoları

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü

Hidrojen fosil yakıtlara alternatif olabilir mi?

Hidrojen fosil yakıtlara alternatif olabilir mi?

Trafo krizi nereye gidiyor

Trafo krizi nereye gidiyor