Havacılık sektörü, teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte her geçen gün değişiyor, gelişiyor ve büyüyor. Bu durum çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Burada önemli olan risklerin doğru tanımlanması ve etkin yönetilmesi. Havayolu şirketleri de riskleri yönetebilmek adına kendi bakım merkezlerini kuruyor. Sektördeki hızlı gelişme, bakım işiyle uğraşan çalışanların iş sağlığı ve güvenliği risklerine daha fazla maruz kalması sonucunu doğuruyor.
Bir bakım-onarım hangarında yapılan çalışmalar ve firma yetkililerinin de görüşleri dikkate alındığında karşılaşılabilecek tehlikeler şu başlıklar altında toplanıyor: Mekanik, fiziksel, kimyasal, elektrik kaynaklı, yangın ya da patlama sebepli ve ergonomik.
Sonuç olarak uçak bakım-onarım hangarlarında karşılaşılabilecek iş sağlığı ve güvenliği risklerinin önceden tespit edilmesi ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi amacıyla sektöre özgü kontrol listesi hazırlanmıştır.
Aile ve Çalışma Bakanlığı’nın internet sitesinden form örneklerine ulaşılabilecek listede yer alan risk kalemlerine bir göz atalım.
Risk ve risk yönetimi
Riskten bahsediyorsak önce riskin doğasını anlamak gerekiyor. Krizler hemen her zaman doğaları gereği sistemleri hazırlıksız yakalar. Risklerin kaynakları işletmenin faaliyet gösterdiği alandaki belirsizlikler ve gelecekteki bilinmeyenlerdir.
Risk yönetimi, muhtemel kayıplara maruz kalma olasılığını en aza indirmek için yürütülmesi gereken sistematik bir yaklaşım ve prosedürler bütünüdür. Bu sebeple riski öngörebilmek, başarılı bir iş yönetim için kritik bir anahtar niteliğinde. İş hayatında, yöneticiler olası kötü senaryoları belirlemek ve krizin kaynağını tanımlayıp acil durum planı geliştirmek ister. Tam da bu hazırlıklı olma isteği, risk yönetiminin temelini oluşturuyor.
Havaalanı ve hangarlardaki riskler
Uçak bakım teşkilatlanmasının genel olarak uçuş hatları ve bakım atölyelerinden oluştuğu görülüyor. Her iki ana çalışma sahasında karşılaşılan riskler ise birbirinden çok farklı. Uçuş hatlarında çalışan personelin karşılaştığı en önemli riskler gürültü ve hava şartları gibi çevresel olanlar. Bunun yanında aşırı iş yükü, uykusuzluk, yorgunluk, monotonluk, stres, belirsizlikler gibi nedenlerden kaynaklanan riskler de sayılabilir.
Uçak bakımı yapan çalışanların ise çevreden dolayı zehirli kimyasallar ve buharlar, kayma-düşme-çarpma, gürültü, aydınlatma, iklimsel değişiklikler, hareket-titreşim gibi tehlikelere maruz kaldıkları kaydediliyor.
Kimyasal Tehlikeler
Uçak bakımında karşılaşılan en önemli tehlikelerin başında kimyasal kaynaklı olanlar geliyor. Uçak bakımı esnasında boyama, yıkama, temizlik aşamalarında; yakıt tankındaki çalışmalarda havacılık yakıtları, hidrolik sıvılar, yağlar, temizleyici çözücüler ve boyalar gibi çok fazla kimyasal kullanılıyor. Hava taşıtlarında periyodik bakımların fazla olması ve bakımlar sırasında parça temizleme işlemlerinde yüksek miktarda kullanılan yüzey temizleyiciler ciddi tehlike kaynağı. Örneğin parçaların yağdan arındırılmasında kullanılan trikloretilen, kanserojen bir madde ihtiva ediyor. Uçak yakıtı da teneffüs edildiğinde veya yutulduğunda çok zehirli olabilir. Göze ve deriye bulaştığında ise tahrişe sebep olabiliyor. Uçak yakıtının temel malzemesi olan benzen de kanser yapıcı maddeler arasında sayılıyor. Bu sebeple güvenlik standartları gereği bakım öncesi uçaktan ilk olarak yakıtın boşaltılması gerekiyor.
Önerilen kontroller
Kimyasallardan kaynaklanabilecek riskleri ortadan kaldırmak için bazı yöntemler öneriliyor:
Mühendislik kontrolleri: İşyerinin kuruluş aşamasında kimyasal etkenler göz önüne alınmalı. Buna uygun projelendirme veya kullanılan zararlı maddenin değiştirilmesi, ayırma veya havalandırma metotlarının uygulanması sağlanmalı.
Çalışma ortamı kontrolleri: Tehlikeli kimyasal etken(ler)in bulunduğu ortamlarda çalışan kişilerin çalışma sürelerinin azaltılması yönünde düzenleme yapılmalı.
Çok iyi havalandırma, korumalı giysi ve özel kremler: Kimyasalların solunum yoluyla vücuda girmesini önlemek için çalışılan yer çok iyi havalandırılmalı. Kimyasalların deri emilimini engellemek için en iyi yöntem korumalı giysilerdir. Ancak çoğu zaman hassas çalışmanın istendiği durumlarda eldiven çıkarılır. Bu nedenle kimyasalların deri yoluyla emilimini engellemek amacıyla iş öncesi, derinin kimyasalları emilimini engelleyecek kremler kullanılmalı.
Düşme, Kayma, Çarpma
Düşme: Havaalanı ve hangarlarda en çok görülen iş kazalarından biri düşmeler. İş yerlerinde çalışanların güvenliği öncelikle bariyerler, korkuluklar, düşmeyi önleyici platformlar, kapaklar, çalışma merdivenleri, güvenlik ağları ya da hava yastıkları gibi birçok farklı koruma tedbirleri ile sağlanıyor. Malzemelerin bulunması gereken yerde doğru bir şekilde kullanılmaması ve bakımlarının yapılmaması da düşme neticesinde yaralanmalara sebep olabiliyor.
Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz:
- Kaldırma araçlarının fazla yüklenmesi,
- Merdivenlerin çalışılacak yere göre uygun konumlandırılmaması,
- Koruyucu bariyerlerin olmaması,
- Yere sabitlenmeden çalışılması,
- Merdivenlerin yer sabitleyicilerinin hasarlı olması veya yerden kaymasını engelleyecek düzeneğin yıpranmış, eskimiş olması.
Bu tür güvenlik problemlerinin giderilmesine rağmen düşme riskini tamamen yok edilemediği; tedbirlerin uygulanmasının mümkün olmadığı durumlar da olabiliyor. Bu durumlarda da yapılan işlerin niteliğine göre bağlantı noktaları ya da yaşam hatları oluşturulabilir. Tam vücut kemer sistemleri ya da benzeri güvenlik sistemlerinin kullanılması sağlanır. Çalışanlara bu sistemlerle beraber yapılan işe ve standartlara uygun bağlantı halatları, kancalar, karabinalar, makaralar, halkalar, sapanlar ve benzeri bağlantı tertibatları verilmesi gerekir.
Düşme, özellikle büyük gövdeli uçaklarda sıkça karşılaşılan yer kazaları arasında sayılıyor. Uçak bakım hangarlarında uygun tertibatlar bulunsa da uçuş hatlarında daha çok bireysel önlemlere başvuruluyor. Yatay yaşam hattı ve kaymayı önleyici kauçuk patikler gibi.
Kayma: Kayma konusundaki tehlike kaynakları ise uçak bakım ve arıza giderme operasyonlarında kullanılan merdivenler, motorlu ve motorsuz sehpalar olarak sıralanıyor. Bu araçların bakımlarının tam olması gerekiyor. Üzerinin kaymayı önleyici maddelerle kaplanmış olması, sabitleme ayaklarının yüzeyde kaymayı önleyici parçalarla desteklenmiş olması güvenlik tedbirleri arasında yer alıyor.
Bakım hangarlarında kullanılan epoksi yüzey kaplamaları özellikle dökülen yağ, yakıt ve hidrolik ile çok tehlikeli bir hal alır. Bu nedenle çalışma sahalarında yüzey temizliğine mutlaka dikkat edilmeli, yüzey sürekli temiz tutulmalı, damlamalara karşı tavalar ve emici ürünler kullanılmasına özen gösterilmeli. Ayrıca personele verilen ayakkabı veya botlarının tabanlarının kaymaya dirençli olarak tercih edilmesi gerekiyor.
Çarpma: Çarpma, askeri havacılıkta çok görülen bir kaza çeşidi olarak kabul ediliyor. Uçakların küçük olması ve aerodinamik yapısı gereği çok fazla keskin ve sivri köşeye sahip olmasından dolayı meydana gelen kazaların boyutu da daha ciddi olabiliyor. Bu nedenle uçuş hatlarında görevli personelin bakım esnasında ve operasyonel görevlerde güvenlik için baret kullanması gerekiyor.
Gürültü
Gürültü gelişigüzel bir yapısı olan, arzu edilmeyen, istenmeyen, rahatsız edici seslere deniyor. Gürültü, insan kulağında meydana getirdiği basıncın referans basınca oranının logaritmik ifadesi olan desiBELL (dB) ile ölçülüyor. İnsan kulağının ilk uyum yaptığı ses şiddeti 0 (sıfır) dB'dir. Bu değere "işitme eşiği" denir. 140 dB ise "acı eşiği"dir ve kulak daha fazla ses şiddetine dayanamaz. Uçuş hatlarında ortalama 140 dB’lik bir sese maruz kalınıyor. Gürültüye maruz kalmanın engellenemediği işyerlerinde işveren, kulakları korumak için koruyucu donanımları hazır bulundurmalı.
Gürültüden korunma yollarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kullanılan makinelerin, gürültü düzeyi düşük makineler ile değiştirilmesi.
- Gürültülü yapılması gereken işlemin, daha az gürültü gerektiren işlemle değiştirilmesi.
- Gürültü kaynağının ayrı bir bölmeye alınması.
- Makinelerin yerleştirildiği zeminde, gürültü ve titreşime karşı önlemlerin alınması.
- Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasına gürültüyü önleyici engellerin yerleştirilmesi.
- Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasındaki uzaklığın artırılması,
- Sesin geçebileceği ve yansıyabileceği duvar, tavan, taban gibi yerlerin ses emici malzeme ile kaplanması.
- Gürültülü ortamdaki çalışma süresinin kısaltılması.
- Uçuş hatlarında en etkili yöntem olan çift kulaklık kullanımının sağlanması.
Ergonomik Çalışma
Uçak üzerinde yapılan çalışmalarda çalışma sahalarının dar olması personele konforsuz bir çalışma sahası oluşturuyor. Özellikle askeri amaçlı uçaklarda arıza müdahale işlemleri saatlerce sürebilmekte, personel çoğu zaman dizlerinin üzerinde, çömelerek veya dar alanlarda sıkışarak görevini yapmaya çalışıyor. Yolcu uçakları her ne kadar büyük gövdeli olsalar da benzer sorunlarla bu uçaklarda da karşılaşılıyor. Kötü ergonomik yapısı olan işyerlerinde işler, çalışanları farklı riskler altına bırakıyor. Doğal olmayan duruşlar kas ve eklemlere baskı yaparak vücudun fiziksel sınırlarını zorlar. Özellikle bakım personeli arasında en yaygın görünen rahatsızlıklar bel ağrıları ve diz sorunları. Dengesiz ve ağır kaldırma bel sorunlarını, dizi uzun süre bir yere dayayarak çalışma ise diz sorunlarına neden oluyor. Bu nedenle ağır kaldırılacaksa ağırlık kemeri kullanılması, ağır malzemenin mümkün olduğunca çömelerek kaldırılması telkin edilmeli. Diz sorunlarını azaltmak için de diz minderi veya kişisel diz pedi kullanılması yaygınlaştırılmalı.
İnsan odaklı riskler tanınmalı
Havayolu işletmelerinin uyması gereken minimum emniyet standartları, hava aracı bakım personeli çalışma şartları açısından Türkiye’de yetkili otorite Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'dür (SGHM). Uluslararası düzeyde ise European Aviation Safety Agency (EASA) ve International Civil Aviation Organization (ICAO) yetkili kabul ediliyor.
Standartlara ve kurallara sıkı sıkıya bağlı olması gereken sivil havacılık sektöründe meydana gelen kazaların yüzde 70-80’inde insan hataları etkin rol oynuyor. Bu durum göz önüne alındığında, havayolu işletmeleri ve yöneticilerinin insan odaklı olması ve insandan kaynaklanan riskleri tanıması, analiz etmesi ve riski doğru yönetmesi gerekiyor. Unutulmamalı ki bu sektörün doğasından dolayı küçücük bir emniyetsiz durum bile telafisi olmayan kayıplara yol açabilir.
KAYNAKLAR
Uçak Bakım Sisteminde Karşılaşılan Riskler ve Yönetimi: Havayolu İşletmelerinde Uygulama Örnekleri. Yazarlar: Engin Kanbur, Alper Erol, Emrah Erdem
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Havaalanı Bakım Onarım Hangarında Tehlike Kaynaklarının Belirlenmesi ve Kontrol Listesi’nin Hazırlanması
turkishtechnic.com