Çöpe attığınız şeylere dikkat

Çöpe attığınız şeylere dikkat

Çöp, evinizin kapısından çıktıktan sonra artık size ait bir şey olmaktan da çıkar. Belediyeler toplayana dek geçen o kısa sürede çöpünüzü herkes karıştırabilir ve asıl tehlike bu noktada başlar!

Hemen her gün birbirimize şu klasik hatırlatma cümlesiyle sesleniriz: “Çöpü dışarı çıkardın mı?” Bu “dışarısı” ya kapının önüdür ya da apartmanın önündeki belediyeye ait çöp konteyneri. Kabul etmek gerekir ki pek azımızın apartmanında çöp öğütücü ya da geri dönüşüm sistemi var ve çöp, her gün evden uzaklaştırılması gereken bir şey olduğu için, attıklarımıza pek de “alıcı gözle” bakmadığımız ortada. Oysa alıcı gözle bakanlar da var ve bu da sizin için sorun demek… O yüzden, çöpe attıklarınıza daima dikkat edin ve çöp torbasına sokmadan önce neleri tanınmaz, okunmaz hale getirmeniz gerektiğini öğrenin.

Biniş kartı: Eskiden yoktu ama artık pek çok havayolu bu biniş kartı sistemine geçti. Biniş kartı için, mobil uygulamalar ya da web sitesi aracılığıyla yapılacak check-in işlemleri sonrası kullanıcıya sunulan bilet modeli diyebiliriz. Biniş kartını aldınız, biletiniz tamam, uçak yolculuğunu da tamamladınız ama bu biniş kartını kaldırıp öylece çöpe atmayın. Önce parçalayın. Çünkü üzerinde adınız, nereden nereye uçacağınız ve deşifre edilmesi mümkün bir barkod var. Bu da isterse, sizin yerinize bir başkasının seyahat etmesi demek!

Reçeteler: Hastalığınız ne olursa olsun, doktorun yazdığı reçeteleri ya da yine ilaçlarınızla ilgili eczaneden gelen kağıtları, hastalığınızla ve tedavinizle ilgili e-Devlet üzerinden çıktısını aldığınız sizin ya da ailenizin sağlık durumuna dair hiçbir kağıdı un ufak etmeden çöpe atmayın. Bu kağıtların üzerinde isminiz, vatandaş kimlik numaranız ama en önemlisi, hastalığınızın aleyhinize kullanılmasına sebep olacak şekilde bilgiler yer alıyor. Başkasının eline geçmesine gerek yok! 

Doktor reçetelerinde yer alan bilgiler, sahtecilerin işine yarayabilir.
Doktor reçetelerinde yer alan bilgiler, sahtecilerin işine yarayabilir.

Veteriner makbuzları: Önemli tarihleri bir köşeye kaydedin ve veteriner ziyaretiyle ilgili tüm makbuzları, reçeteleri, evrakları ince ince kıyıp atın. Bunun iki ayrı riski var: Tıpkı fiş, makbuz ve faturalardaki gibi isminiz, kredi kartı numaranızın belli haneleri, adresiniz vs. bu belgelerde yer alıyor. İkincisi de bu belgelerde evcil hayvanınızın adı geçiyor. Bunun taşıdığı risk şu: Yapılan anketlere göre insanların en sık kullandığı şifrelerden biri evcil hayvanlarının ismi! Risk risktir, hiç almayın.

Fiş, makbuz ve faturalar: Bir yerlere belli bir amaçla arşivlemiyorsanız bunları mutlaka yok edin. Hele kredi kartı ile alışveriş yaptığınız zaman verilen kasa fişlerini… Her ne kadar Türkiye’deki sistemin güvenli olduğu bilinse de ne olur ne olmaz… En basitinden üyeliğinizin bulunduğu mağazalardan yaptığınız alışveriş fişleri kullanılarak hileli iadeler yapılabilir. Hatta bu durum, üyesi olduğunuz mağaza ile aranızda sorun çıkmasına da yol açabilir. Yok edin, bu kadar basit.

İade makbuzu / faturası: Aynı risk burada da geçerli. Üstelik, bu kez ortada bir zarf ve zarfın üzerinde de açık adresiniz var! Bunun tehlikesi şu: Hırsızlar, dolandırıcılar kimliğinizle eşleştirmek için, bu adresleri kullanır. Daha da acısı, aile fertlerinizden biri üzerinden dolandırıcılık yapmak için bu adresi sosyal medyada ailenize dair paylaştıklarınızla, onların isimleri, meslekleri hatta çalıştıkları yerlerle eşlerler. O yüzden, sadece iade makbuzunu veya faturasını değil içinde size yollandığı zarfı da okunmaz hale getirmeden çöpe atmayın. 

Kartla ödeme yaptıysanız, alışveriş fişleri de sakıncalı.
Kartla ödeme yaptıysanız, alışveriş fişleri de sakıncalı.

Özgeçmiş ve CV: Çöpe atmadan önce en dikkat etmeniz gereken evraklardan biri de şu ya da bu nedenle oluşturduğunuz özgeçmişler, CV’lerdir. Çünkü üzerlerinde ev adresiniz, ev ve cep telefonu numaranız, mesleki deneyimleriniz, bazen fotoğrafınız ve referans olarak gösterdiğiniz kişilerin isimleri ve telefon numaraları yer alır. Bunlar da dolandırıcılar için bulunmaz nimetlerdir doğrusu.

Doğum belgeleri: Hatıra olarak saklayacaklarınız hariç, çocuğunuzun doğumuyla ilgili belgeleri tek parça halinde çöpe atmayın! Batıda yapılan bir araştırmaya göre, hırsızlar ve dolandırıcıların en büyük mağdurları bu yeni doğanlar ve çocuklar... Dahası var: Çocuklar, yüzde 51 oranında kimlik hırsızlığının mağdurları. Söz konusu belgelerde çocuğunuzun adı, doğum tarihi, göz ve saç rengi, kilosu, ana-baba adı ve adresi yer alabilir. Bunlar da hırsızlar ve dolandırıcıların çok işine yarar.

Cenaze evrakları: Ölüm de hayatın bir parçası. Bir yakınınız vefat ettiğinde de resmi kurumlara başvurup ölüm belgesi, vefat raporu gibi bazı kağıtlar almanız gerekiyor. Sahip olduğu taşınmazlar için il tapu sicil müdürlükleri, aldığı maaş için SGK, varsa otomobili için il ve ilçe trafik müdürlüğü vb. ile pek çok belge gündeminiz de olacaktır. Aradan zaman geçince, bu kağıtları da okunmaz hale getirmeden çöpe atmayın. Dolandırıcı ve kimlik hırsızlarının ölmüş kişilere dair bilgileri bile kullandığını unutmayın. 

Çöpe atmadan önce her türlü resmi evrakı okunmaz hale getirmelisiniz.
Çöpe atmadan önce her türlü resmi evrakı okunmaz hale getirmelisiniz.

Riske dair iki yaşanmış örnek

2000’li yılların başında, İngiliz polis teşkilatından yapılan açıklama fazlasıyla ürkütücüydü. Metropolitan Polis Teşkilatı, İngiltere’de 18 milyon kişinin, sadece ve sadece çöpe attıkları evraklar nedeniyle dolandırıldığını açıklamıştı. Buna göre çöpleri karıştırmayı adet edinen dolandırıcılar, ihtiyaç duydukları sahtecilik için gerekli tüm bilgileri çöpten bulabiliyordu çünkü İngilizlerin yüzde 77’si banka kartı ve kredi kartı bilgileri dahil, üzerinde kişisel bilgilerini barındıran kağıtları okunmaz hale getirmeden çöpe atıyordu. Çöpleri karıştıran dolandırıcılar ise buldukları evraklardaki bilgiler sayesinde kolayca başkasının yerine geçebiliyor, kredi kartı çıkarabiliyor, konut kredisi çekebiliyor ve sonra da ortadan toz oluyorlardı. Kullandıkları parayı ödemek de hiçbir şeyden haberi olmayan asıl hesap sahiplerine kalıyordu. Bu dolandırıcılık türünün yıllık hacmi ise bir milyar sterlin (yaklaşık 10,6 milyar TL) idi!

Birkaç yıl sonra Türkiye’de de benzer bir sahtecilik örneği yaşandı. ATM’lerde işlem yapanların çok zaman üzerinde bıraktığı dekontları toplayan bir çete, önce vergi dairesinde çalışan ortakları sayesinde hesap sahiplerinin kimlik bilgilerine ulaşıyordu. Sonra banka hesaplarında yüklü para bulunanları tespit eden sahtekarlar, dekont ve banka hesap bilgileriyle bu kişiler adına sahte belgeler düzenliyordu. Çete, bu sayede yüzlerce kişinin hesabından toplam iki milyon TL çalmıştı. 

Özellikle riskli evrakları çöpe atarken çok dikkat etmek gerekiyor.
Özellikle riskli evrakları çöpe atarken çok dikkat etmek gerekiyor.

Nasıl çöpe atacaksınız?

Yukarıda sözünü ettiğimiz kağıtları atmadan önce evrak imha makinesinden geçirmek en pratik çözüm. Yalnız bu makinelerin en etkili olanları, ofisler için üretilen modelleri ve onların da fiyatları 1500-2000 TL hatta daha bile fazla. Neyse ki ev için pratik ve kollu evrak imha makineleri de var. Bunların fiyatları da ortalama 60-100 TL arasında. Almazsak olmaz mı? Olur tabii ki. O zaman da bu kağıtları makasla ince ince kesmeniz yerinde olacaktır. Bu da sıkıcı ya da yorucu gelirse, en kolay yol şu: Yok edeceğiniz kağıtların hepsini derince bir kabın içine koyup sıcak suyla ıslatıp bir köşeye bırakın. Gelip geçtikçe kağıtları altüst edin. Su soğuduğunda hamur haline gelmiş evrakları keçe gibi didikleyin ve avucunuzda suyunu sıkarak küçük toplar haline getirin. Riskli evraklarınız şimdi çöpe atılmaya hazır! 

Riskli evrakları sıcak suyla ıslatın, sıkıp top haline getirin ve ondan sonra çöpe atın!
Riskli evrakları sıcak suyla ıslatın, sıkıp top haline getirin ve ondan sonra çöpe atın!

Benzer İçerikler

Türkiye'de siber risk algısı ve dijital dönüşümün sigorta sektörüne yansımaları

Türkiye'de siber risk algısı ve dijital dönüşümün sigorta sektörüne yansımaları

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.