Lojistik ve taşımacılık sektörünün performansı yukarı yönde ilerliyor. İlk yıllarda ağırlıklı olarak karayolu taşımacılığı ve demiryolu taşımacılığı alanlarında söz sahibi olan Türk lojistik sektörü, 1980’lerde başlayan ve kara, hava, deniz ve demiryolunu kapsayan kombine taşımacılık ile önemli bir çıkış yakaladı. 2000'lere gelindiğinde dünya standartlarını yakalayan firmaları ile Türkiye, dünyada lojistik konusunda önemli bir yere geldi.
Ticaret Bakanlığı’nın lojistik ve taşımacılık sektörünün performansına ilişkin açıklaması da yukarı yönlü gidişi doğruluyor. Türkiye'nin coğrafi avantajını en iyi şekilde değerlendirerek mal ihracatını ve dış ticareti artırmak amacıyla lojistik ve taşımacılık sektörüne yönelik faaliyetlere hız kazandırıldığını belirten Ticaret Bakanlığı, lojistik sektörünün 100 milyar dolarlık büyüklüğüyle küresel lojistik pazarından yüzde 2,5 pay aldığını; bu oranla dünyada 11’inci sırada yer aldığını duyurdu. Açıklamada, sektörün Türkiye'nin toplam hizmet ihracatı içindeki payının yüzde 40 olduğu ve bunun her geçen yıl arttığı da önemli bir bilgi olarak kaydedildi.
Hedef 2028'de 25’inci sıraya yükselmek
Bakanlık açıklamasında, Türkiye'nin, Dünya Bankasınca ölçülen Lojistik Performans Endeksi sıralamasında 2018'de 3,15 puan ile 47'nci sıradayken geçen yıl itibarıyla 3,4 puan ile 38'inci sıraya yükseldiğini belirtiliyor. 12’nci Kalkınma Planı'nda bakanlık hedeflerinin 2028'de 25’inci sıraya yerleşmek olduğunu söylenerek Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının (YLDA) Desteklenmesi Projesi’ne şöyle dikkat çekiliyor: “Lojistik ve taşımacılık sektörüne yatırımlarımızdan birisi de Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının (YLDA) Desteklenmesi Projesi. YLDA Projesi ile tedarik zincirinin önemli bir bileşeni olan yurt dışı lojistik ağları baştan sona bir sistem olarak ele alınmaktadır. Ticaret Bakanlığımıza 24 başvuru yapılmış olup, ikisi Amerika, dördü Avrupa merkezli toplam altı projeye onay verilmiştir."
YLDA projesi nedir?
Lojistik sektörü açısından önemli kabul edilen ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan 5449 sayılı “Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının (YLDA) Desteklenmesi Hakkında Karar”, 20 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe alınan bir proje. Projenin amaçları şöyle sıralanıyor:
- Türkiye’deki ihracatçının mal ve hizmet satışını artırmak.
- Yurt dışı lojistik dağıtım ağlarının kurulması ve/veya işletilmesi yoluyla uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerinde daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla var olunmasını sağlamak.
- Önemli pazarlardaki ihracat performanslarını istikrarlı kılacak altyapı olanaklarını oluşturmak.
Bu amaçla stratejik öneme sahip ülkelerde kurulacak YLDA'lar ile tüm kıtalara Türkiye'nin ihraç ürünlerini tüketiciye en kısa yoldan, kesintisiz, hızlı ve ucuz bir şekilde ulaştırmak hedefleniyor. Bu kapsamda, ABD/New Jersey şehri merkez alınıp ilaveten 9 farklı şehirde yer alan cep depolar oluşturuldu.
TURQUALITY programı kapsamında destek
Lojistik sektörüne verilen desteğe de dikkat çekilerek sektörün 2023 yılında 40 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiği açıklandı. Sektördeki yatırımlar kapsamında beş markanın "markalaşma", altı markanın ise TURQUALITY programı çerçevesinde desteklendiği de belirtiliyor. 2023'te Bakanlık tarafından sektöre yaklaşık olarak 395 milyon lira destek sağlandığı da kaydediliyor. Aynı yıl lojistik ve taşımacılık sektörünün 40 milyar dolarlık ihracatla ülke ekonomisine önemli değer kattığını da belirtmekte fayda var. Sektörde faaliyet gösteren firmaların önümüzdeki dönemde farklı destek kalemleriyle güçlendirileceği kaydediliyor.
Türkiye’nin rekabet koşulları nasıl geliştirilir?
Elbette bir ülkenin lojistik sektörü bağlamında diğer ülkelerle rekabet edebilmesi için yalnızca coğrafi avantajlara sahip olması yeterli olmuyor. Coğrafi ve jeopolitik avantajların yanında teknolojinin takibi ve doğru kullanımı, yeni iş modellerinin benimsenmesi, geleceği şekillendirecek yeni trendlere kendini adapte etmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, yeni enformasyon sistemleri tabanlı gümrük kapılarının açılması ve mevcut gümrük kapılarının modernizasyonu için yatırımlara devam edilmesi gerekiyor. Elbette lojistiğin karayolu alanına olduğu kadar diğer taşımacılık türlerine de altyapı yatırımlarının devam etmesi önemli.
Bir avantaj olarak ele alınan Türkiye’nin jeopolitik durumu zaman zaman taşıdığı belirsizlikler nedeniyle dezavantaj da olabiliyor. Dış etkenler ve politik riskler, sevkiyat maliyetlerini artırırken zamanında teslimat performansını da azaltıyor. Bu konuda doğru risk analizleri yapılarak doğru yönlendirmeler ile istenmeyen durumlardan en az zararla çıkılacak stratejiler belirlenebilir.
Avrupa, Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetler arasında bir köprü özelliği taşıması sebebiyle lojistik sektöründe her geçen yıl büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin bu konuda siyasi tavrı net. Sektör ihracatının artarak devam etmesi noktasında, farklı destek kalemleriyle güçlendirilmesi hedeflenen sektörün paydaşlarıyla iş birliği de önemseniyor. Bakanlık bu bağlamda 2024'te de lojistik sektörünü desteklemeye devam edeceklerini belirtiyor.