Türkiye’nin enerjisinde deniz üstü rüzgarları

Türkiye’nin enerjisinde deniz üstü rüzgarları

Deniz üstü rüzgar enerjisi, ülkemizin yenilenebilir enerji portföyünde giderek büyüyen bir alan olarak dikkat çekiyor.

Günümüzde sürdürülebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç hızla artıyor. Fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve enerji arz güvenliğinin sağlanması, ülkelerin enerji politikalarında bir süredir öncelikli. Bu doğrultuda, Türkiye de enerji kaynaklarını çeşitlendirmek adına önemli adımlar atıyor. Özellikle de deniz üstü rüzgar enerjisi (offshore wind) konusunda.

Önce, bu enerji çeşidinin tanımını ortaya koymakla başlayalım. Deniz üstü rüzgar enerjisi, deniz veya büyük göl yüzeylerindeki rüzgarın kinetik enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi anlamına geliyor. Karadaki rüzgar enerjisine kıyasla, deniz üstü rüzgarlar daha güçlü ve daha sürekli esme özelliğine sahip. Bu da enerji üretim kapasitesinin artmasına olanak tanıyor.

Malum Türkiye’nin coğrafi özellikleri deniz üstü rüzgar potansiyelinden yararlanmak açısından son derece müsait. Üç tarafı denizlerle çevrili coğrafyamız sayesinde önemli bir deniz üstü rüzgar potansiyeline sahibiz. Özellikle Marmara Denizi, Ege Denizi ve Karadeniz kıyıları, uygun rüzgar hızları ve derinlik koşulları ile deniz üstü rüzgar santralleri için cazip alanlar olarak öne çıkıyor.

: Türkiye’nin 8 bin 500 kilometrelik kıyı şeridi, özellikle Marmara ve Karadeniz bölgelerinde deniz üstü rüzgar yatırımları için büyük bir potansiyel anlamına geliyor.
: Türkiye’nin 8 bin 500 kilometrelik kıyı şeridi, özellikle Marmara ve Karadeniz bölgelerinde deniz üstü rüzgar yatırımları için büyük bir potansiyel anlamına geliyor.

Türkiye’de deniz üstü rüzgar enerjisi projeleri

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın konuya dair yaptığı araştırmalara ve çalışmalara göre Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyeli yıllık gigavatlar mertebesinde. Bu potansiyelin devreye alınması ülkenin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkı sağlayabilir.

“Deniz üstü rüzgar enerjisi bize ne kazandırır?” Bu sorunun yanıtları önemli. Türkiye’nin enerji stratejisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmak ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak önemli yer tutuyor. Deniz üstü rüzgar enerjisi bize şu önemli kazanımları sağlayabilir:

  • Enerji arz güvenliğini artırır.
  • Karbon emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlar.
  • Enerji ithalatını düşürür.
  • Ekonomiye yeni yatırım ve istihdam fırsatları getirir.

Son yıllarda Türkiye’de deniz üstü rüzgar enerjisi alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Pilot projeler, ölçüm istasyonları ve fizibilite çalışmaları hız kazanıyor. Türkiye’nin 8 bin 500 kilometrelik kıyı şeridi, özellikle Marmara ve Karadeniz bölgelerinde deniz üstü rüzgar yatırımları için büyük bir potansiyel anlamına geliyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteklediği ve TÜREB (Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği) gibi sektör kuruluşlarının katkı sunduğu bu alanda, kamu-özel sektör iş birliğiyle yürütülen projeler dikkat çekiyor. Örneğin, Marmara Denizi’nde Tekirdağ açıklarında gerçekleştirilen rüzgar ölçüm çalışmaları, Türkiye’nin ilk büyük ölçekli deniz üstü rüzgar enerjisi santrali için öncü nitelik taşıyor. Karadeniz’de ise özellikle Zonguldak ve Sinop açıkları potansiyel sahalar arasında değerlendiriliyor. Bu projeler sayesinde sadece enerji üretimi değil, aynı zamanda deniz teknolojileri, liman altyapısı ve lojistik gibi farklı sektörlerde de gelişim bekleniyor.

Deniz üstü rüzgar enerjisi yatırımları, Türkiye’nin hem enerji arz güvenliğini artırmak hem de karbon nötr hedeflerine ulaşmak açısından stratejik bir önem taşıyor. Bu alana yönelik yatırım planları, teknoloji transferini teşvik ederken yerli üretimi ve istihdamı da destekliyor. Rüzgar türbinleri, şebeke bağlantıları ve deniz üstü platformlar gibi yüksek teknoloji gerektiren unsurların geliştirilmesi; üniversite-sanayi iş birliklerini, mühendislik eğitimlerini ve AR-GE faaliyetlerini de olumlu anlamda etkiliyor. Avrupa Birliği ile uyumlu şekilde geliştirilen destekleyici politikalar, çevresel etki değerlendirmeleri ve uzun vadeli teşvik modelleri sayesinde, Türkiye bu alanda rekabetçi bir aktör olma yolunda ilerliyor. Doğru planlama, yer seçimi, çevre dostu uygulamalar ve güçlü mevzuat desteğiyle birlikte, deniz üstü rüzgar enerjisi Türkiye’nin enerji geleceğinde daha görünür ve etkili bir rol üstlenebilir.

Son yıllarda bu alana yaptığı dev yatırımlarla birinciliğe oynan Çin, özellikle Guangdong, Jiangsu gibi kıyı bölgelerinde büyük projeler hayata geçirdi.
Son yıllarda bu alana yaptığı dev yatırımlarla birinciliğe oynan Çin, özellikle Guangdong, Jiangsu gibi kıyı bölgelerinde büyük projeler hayata geçirdi.

Deniz üstü rüzgar enerjisi kullanan başlıca ülkeler

  1. Birleşik Krallık (İngiltere, İskoçya, Galler): Lider konumdaki Birleşik Krallık, özellikle 2024 itibarıyla dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar kapasitesine sahip ülkesi. Hornsea 2 gibi dev santralle enerji ihtiyacının önemli bir kısmını bu kaynaktan sağlıyor.
  2. Çin: Son yıllarda bu alana yaptığı dev yatırımlarla birinciliğe oynan Çin, özellikle Guangdong, Jiangsu gibi kıyı bölgelerinde büyük projeler hayata geçirdi. Teknoloji üretiminde de çok güçlü olduğundan alanda emin adımlarla ilerliyor.
  3. Almanya: Almanya’nın Kuzey Denizi ve Baltık Denizi’nde büyük “offshore” santralleri bulunuyor. Ülkenin enerji dönüşüm politikası kapsamında deniz üstü rüzgar, fosil yakıtların yerini alıyor.
  4. Danimarka: Deniz üstü rüzgarın öncüsü Danimarka, 1991’de dünyanın ilk “offshore” rüzgar santrali olan Vindeby’i kurdu. Danimarka, enerjide bağımsızlık ve ihracat gücü açısından örnek gösteriliyor.
  5. Hollanda: Kuzey Denizi’ni yoğun şekilde kullanan Hollanda, 2030’a kadar “offshore” kapasitesini ciddi oranda artırmayı hedefliyor. Ülke, kamusal teşviklerle sektörü büyütüyor.

Benzer İçerikler

Küresel rüzgar enerjisinde büyüme bekleniyor

Küresel rüzgar enerjisinde büyüme bekleniyor

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü