Mevsimi geldi: Afet dayanıklılığı ve sigorta farkındalığı

Mevsimi geldi: Afet dayanıklılığı ve sigorta farkındalığı

Son yıllarda sonbahar ve kış aylarında yaşanan ani ve aşırı hava olayları, sigorta farkındalığını da artırıyor.

Son yıllarda sonbahar ve kış aylarında yaşanan ani ve aşırı hava olayları, sigorta farkındalığını da artırıyor.

İklim değişikliğinin etkisiyle son birkaç yıldır değişen hava şartları yalnızca mevsimsel bir dönüşümü ifade etmiyor. Gezegenimiz sel, fırtına, dolu ve aşırı yağış gibi afetlerle yardım çığlığı atıyor! Türkiye’de de iklim koşullarının her yıl çok daha değişken bir hale gelmesi hem bireylerin hem de işletmelerin risk yönetimi anlayışını yeniden gözden geçirmesini gerektiriyor. Bu noktada afet dayanıklılığı ve sigorta farkındalığı kritik bir güvenlik hattı olarak öne çıkıyor.

Meteorolojik veriler son yıllarda özellikle sonbahar–kış geçişinde yağış rejimlerinin düzensizleştiğini, ani sağanakların daha kısa sürede daha yoğun gerçekleştiğini gösteriyor. Bu durum yalnızca kıyı bölgelerde değil, iç kesimlerde de sel riskini artırıyor. Fırtına ve hortum benzeri olayların görülme sıklığının yükselmesi de altyapı dayanıklılığını zorluyor. Bu risklerin ekonomik etkileri de giderek büyüyor. Sel ve fırtınalar; konut, araç, işyeri, depo, tarım alanları ve enerji hatları gibi kritik varlıklara ciddi zararlar verebiliyor. Bu nedenle sonbahar–kış dönemi, bireylerin ve işletmelerin “hazırlık kültürü” oluşturmaya en çok ihtiyaç duyduğu zaman dilimlerinden biri.

Afet dayanıklılığının temel taşları

Hava olayları artık öngörülemez değil, daha oynak ve daha yoğun. Bu da daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Beklenmedik bir akşam sağanağı, birkaç dakika süren bir fırtına ya da anlık bir dolu yağışı hem günlük yaşamı hem mali dengeleri sarsabilecek etkiler yaratabiliyor.

Bu nedenle, doğanın gücünü hafife almamak, riskleri görmezden gelmemek ve hazırlıklı olmak hem bireyler hem de kurumlar için sürdürülebilir yaşamın en önemli gerekliliklerinden biri haline geldi. İşte alınabilecek önlemlerden öne çıkanlar.

Yapısal önlemler: Bu önlemler, kişilerin hayata geçirmesi gereken önemli hususlar. Örneğin bina drenaj sistemlerinin kontrol edilmesi, çatıda gevşek kiremit, oluk ve izolasyonların gözden geçirilmesi, kapı ve pencerelerde fırtına dayanıklılığını artıracak ek güvenlik uygulamaları gibi. Yine işletmelerde de kritik ekipmanların su baskınına karşı yükseltilmiş platformlarda tutulması işe yarayabilir. Bu adımlar hem can güvenliği hem de olası maddi zararların azaltılması açısından ciddi katkı sağlayacaktır.

Bilgi ve farkındalık: Bölgenizdeki sel ve fırtına risk haritalarını bilmek bu alt başlığın ilk adımı olabilir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarını düzenli takip etmek, aile fertleri veya çalışanlar için kısa bir afet eylem planı oluşturmak da mühim. Hazırlık yalnızca fiziksel korumadan değil, doğru zamanda doğru bilgiye sahip olmaktan geçiyor.

Doğru bir sigorta koruması: Afetlerin tamamen önüne geçmek mümkün olmasa da finansal dayanıklılığı sağlamak çoğu zaman mümkün elbette. Bu noktada sigorta çözümleri en önemli güvenlik ağını oluşturuyor. Sigorta kategorilerine bakıldığında koruma kalkanı bağlamında şöyle bir tablo çıkıyor ortaya:

Konut sigortası: Sel, fırtına, dolu, su baskını, cam kırılması ve yangın gibi pek çok riske karşı koruma sunuyor.

Zorunlu Deprem Sigortası (DASK): Deprem ve deprem kaynaklı zararlar için temel güvence sağlar ancak sel ve fırtına gibi riskler için ek poliçeler gerekiyor.

Kasko ve trafik sigortası ek teminatları: Şiddetli dolu, fırtına ve su baskınlarında araçların korunmasını sağlıyor.

İşyeri sigortaları: Operasyonel kesinti, stok hasarı, ekipman arızası gibi işletmeler için kritik sonuçları garanti altına alıyor.

Sonbahar ve kış geçişi, doğanın ritminin değiştiği bir dönem olduğu kadar, bizim de hazırlık reflekslerimizi güçlendirmemiz gereken bir zaman. Doğanın gücüne karşı hazırlıklı olmak, zararları tamamen engellemek anlamına gelmese de zararların etkisini azaltmak, ekonomik ve psikolojik dayanıklılığı artırmak demek.

Yapısal önlemler, bilgi farkındalığı ve doğru sigorta teminatlarıyla hem kendimizi hem de sevdiklerimizi güvence altına alabilir, mevsim geçişlerini çok daha emniyetli bir şekilde karşılayabiliriz.

Benzer İçerikler

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü

Geleceğin enerji yönetiminde akıllı şebekelerin rolü