Çiftçiyi korumada yeni nesil sigorta modelinin rolü
Tarım sigortası sistemlerinin dönüşümü, sadece bir mali koruma değil, aynı zamanda kırsal sürdürülebilirliğin anahtarı. Zamana uyumlanan TARSİM bu noktada nerede duruyor?

Bu aylar, birçok tarım ürünü için olgunlaşma ve hasada hazırlık dönemi. Bu dönem aynı zamanda ani sıcaklık değişimleri, dolu yağışları, hortum ve şiddetli rüzgar gibi ekstrem hava olaylarının da en yoğun yaşandığı aylar arasında. Küresel iklim değişikliğinin de etkileriyle bu risklerin sıklığı ve şiddeti her geçen yıl da artıyor. Çiftçilerin emeği, ürünü ve ekonomik güvenliği bu nedenle tehdit altında. Tam da bu noktada devreye Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) giriyor.
TARSİM’in çalışma sistemine bakıldığında son yıllarda veri odaklı sigorta primlendirme modellerini geliştirme yönünde önemli adımlar attığı görülüyor. Bunun nedeni belirsiz ve ani hava olayları nedeniyle klasik risk hesaplama yöntemlerinin yetersiz kaldığı bir dönemde olunması. İklim değişikliği ile birlikte değişen risk haritasını doğru okuyabilen, yerel ve zamansal varyasyonları analiz edebilen, güncel veriye dayalı ve hızlı aksiyon alabilen sigorta modellerine ihtiyaç var.

TARSİM ve geleneksel sigorta yaklaşımının sınırları
2005 yılında kurulan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), devlet destekli tarım sigortacılığı sistemini Türkiye genelinde uygulamaya aldı. Ancak TARSİM’in uzun süre kullandığı geleneksel primlendirme sistemleri, iklimin öngörülemez hale gelmesiyle birlikte sınırlı kalmaya başladı. Aynı risk bölgesinde yer alan ama farklı mikro iklim koşullarına sahip çiftlikler, benzer prim oranlarıyla karşılaştı. Bu durum kimi çiftçiler için adaletsiz sonuçlar doğurdu, doğurmaya da devam ediyor. Buradaki dengeyi kurabilmek adına daha mikro ölçekte çalışan, veri tabanlı ve uyarlanabilir sigorta sistemlerine ihtiyaç var.
TARSİM’in, değişen ihtiyaca yanıt vermek amacıyla son yıllarda geliştirdiği yeni nesil sigorta modellerinin temelinde büyük veri ve yapay zeka teknolojileri bulunuyor. Uydu görüntüleri, meteorolojik analizler, toprak nemi verileri, bölgesel hasar geçmişleri, rekolte tahminleri ve çiftçi beyanları bir araya getirilerek daha hassas ve adil primlendirme sistemleri oluşturuluyor.

Sigortalılık oranı artmalı ve model yaygınlaştırılmalı
Son yıllarda dolu, fırtına, ani sıcaklık değişimleri, don ve kuraklık gibi ekstrem hava olayları tarımı her zamankinden daha fazla tehdit eder hale geldi. İklim değişikliğiyle birlikte bu olayların sıklığı ve şiddeti artarken, çiftçilerin emeği, ürünü ve ekonomik güvenliği büyük risk altında. Bu yeni dönemde tarım sigortası, yalnızca bir mali güvence değil; üretimin devamlılığı ve kırsal sürdürülebilirliğin ana unsuru haline geliyor.
TARSİM, bu ihtiyaçlara yanıt verebilmek için klasik sigorta modelinden veri temelli, yapay zekâ destekli yeni nesil sistemlere doğru önemli bir dönüşüm sürecine girdi. Uydu görüntüleri, meteorolojik analizler, toprak nemi verileri, bölgesel hasar geçmişleri ve çiftçi beyanları gibi çok kaynaklı veriler bir araya getirilerek, daha adil ve yerel farklılıklara duyarlı primlendirme modelleri geliştiriliyor. Bu sayede sigorta sistemi, belirsizlikler karşısında daha hızlı tepki verebilen, dinamik ve etkili bir yapıya kavuşuyor.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, Türkiye genelinde tarım alanlarının yalnızca %24’ü sigorta kapsamına alınabilmiş durumda. Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi riskin yüksek ama sigortalılık oranının düşük olduğu bölgelerde bu oran hâlâ %10’un altında seyrediyor. Oysa dijital altyapılar, mobil uygulamalar ve yapay zekâ destekli sistemlerle küçük üreticilere ulaşmak ve onların sisteme dahil olmasını sağlamak artık çok daha mümkün.
TARSİM’in attığı dijitalleşme adımları, tarım sigortasını yalnızca büyük üreticilerin değil, tüm çiftçilerin erişebileceği bir yapıya dönüştürebilir. Çünkü bugün tarımda riskler sadece hava koşullarıyla değil, veriyle ve teknolojiyle de yönetiliyor.
Sigorta, artık sadece zarar sonrası bir telafi değil; üretim öncesi alınan en stratejik önlemlerden biri. Ve çiftçinin sigortalanması, sadece bireysel güvenlik değil, aynı zamanda ülkenin gıda güvencesinin de teminatı.