UTİKAD’ın hedefi ve risk perspektifi

UTİKAD’ın hedefi ve risk perspektifi

Türkiye lojistik sektörü, önümüzdeki döneme yalnızca büyüme hedefleriyle değil, aynı zamanda yapısal bir dönüşüm gündemiyle giriyor. Sigorta bu dönüşümde kritik noktada…

Türkiye lojistik sektörü, önümüzdeki döneme yalnızca büyüme hedefleriyle değil, aynı zamanda yapısal bir dönüşüm gündemiyle giriyor. Sigorta bu dönüşümde kritik noktada…

Basına yansıyan açıklamalarına göre Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın 200 milyar dolarlık sektör büyüklüğü vizyonu, lojistiğin artık sadece taşıma ve depolamadan ibaret olmadığını; inovasyon, sürdürülebilirlik ve risk yönetimiyle yeniden tanımlandığını gösteriyor. Özellikle dijitalleşme, veri analitiği, otomasyon ve yapay zekâ destekli planlama çözümleri sayesinde lojistik; tedarik zincirlerinin görünürlüğünü artıran, maliyetleri optimize eden ve karar alma süreçlerini hızlandıran bir yapı haline geliyor. Bu dönüşüm, Türkiye’nin jeostratejik konumunu, bölgesel bir lojistik üs olarak konumlandırma potansiyelini de güçlendiriyor. Katma değeri yüksek olan soğuk zincir, e-ticaret lojistiği, proje taşımacılığı, entegre depo yönetimi gibi alanlar, sektörün büyüme ivmesini belirleyen temel alanlar arasında yer alıyor.

Öte yandan bu vizyon, sürdürülebilirlik ve risk yönetimini de lojistiğin merkezine yerleştiriyor. Karbon ayak izinin azaltılması, yeşil filo yatırımları, enerji verimliliği ve alternatif yakıtlar artık birer “tercih” değil, rekabet şartı olarak görülüyor. Aynı zamanda jeopolitik riskler, iklim kaynaklı kesintiler, kur dalgalanmaları ve tedarik zinciri kırılmaları; lojistik firmalarını sigorta, finansal koruma ve esnek operasyon modellerine daha fazla yatırım yapmaya zorluyor. UTİKAD’ın hedefi, bu yönüyle sadece hacimsel bir büyümeyi değil daha dirençli, akıllı ve sürdürülebilir bir lojistik sektörünün inşasını tarif eden uzun vadeli bir dönüşüm vizyonu olarak okunuyor.

Elektrikli kamyonlar, LNG ve alternatif yakıtlı filolar, otonom ve yarı otonom taşıma çözümleri çevreye duyarlılıkla beraber operasyonel verimliliği de hedefliyor.
Elektrikli kamyonlar, LNG ve alternatif yakıtlı filolar, otonom ve yarı otonom taşıma çözümleri çevreye duyarlılıkla beraber operasyonel verimliliği de hedefliyor.

Bu dönüşümün merkezinde, iklim politikaları ve karbon regülasyonları yer alıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı, sınırda karbon düzenlemesi ve karbon fiyatlaması gibi mekanizmalar, özellikle uluslararası taşımacılık yapan firmalar için artık teorik değil, doğrudan maliyet kalemi niteliğinde. Karbon yoğun operasyonlar, önümüzdeki yıllarda daha yüksek finansman ve sigorta maliyetleriyle karşılaşma riski taşıyor. Buna karşılık, emisyon azaltımını ölçebilen, raporlayabilen ve yöneten firmalar; teşviklere erişim, rekabet avantajı ve finansman kolaylığı açısından öne çıkıyor.

Yeni araç teknolojileri de bu dönüşümün en görünür boyutunu oluşturuyor. Elektrikli kamyonlar, LNG ve alternatif yakıtlı filolar, otonom ve yarı otonom taşıma çözümleri hem karbon ayak izini azaltmayı hem de operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyor. Ancak bu teknolojiler, beraberinde yeni risk alanları da getiriyor. Yüksek batarya maliyetleri, şarj altyapısı yetersizlikleri, teknik arızalar ve yazılım kaynaklı kesintiler; klasik filo risklerinden farklı bir risk haritası yaratıyor. Bu noktada dönüşüm, sadece araç satın almakla değil, teknoloji risklerini anlayan bir risk yönetimi yaklaşımıyla mümkün hale geliyor.

Demiryolu ve denizyolunun daha etkin kullanımı, intermodal taşımacılık merkezleri, yeşil enerjiyle çalışan depolar tedarik zinciri dayanıklılığını artırıyor.
Demiryolu ve denizyolunun daha etkin kullanımı, intermodal taşımacılık merkezleri, yeşil enerjiyle çalışan depolar tedarik zinciri dayanıklılığını artırıyor.

Altyapı yatırımları kritik önemde

Altyapı yatırımlarına gelince… Bu hususta yeşil lojistiğin sessiz ama kritik taşıyıcı konumu ile altyapı yatırımları özel bir önem kazanıyor. Demiryolu ve denizyolunun daha etkin kullanımı, intermodal taşımacılık merkezleri, yeşil enerjiyle çalışan depolar ve akıllı lojistik üsleri; hem emisyonları düşürüyor hem de tedarik zinciri dayanıklılığını artırıyor. Ancak iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olayları, sel ve fırtına riskleri, bu altyapı yatırımlarını fiziksel risklere daha açık hale getiriyor. Dolayısıyla yatırım kararları artık yalnızca kapasite ve hız üzerinden değil, iklim dayanıklılığı ve sigortalanabilir oluş üzerinden de değerlendiriliyor.

Burada sahneye çıkan sigorta sektörü, lojistik dönüşümünün görünmeyen ama stratejik aktörlerinden biri haline geliyor. Geleneksel yük, filo ve sorumluluk sigortalarının ötesinde; iklim riskleri, iş durması, siber riskler ve teknoloji kaynaklı hasarları kapsayan entegre sigorta paketleri öne çıkıyor. Yeşil dönüşüm yatırımı yapan firmalar için performansa dayalı prim avantajları, karbon azaltım hedeflerini tutturmaya bağlı indirimler ve parametre bazlı iklim sigortaları gibi yeni ürünler gündeme geliyor. Sigorta, bu çerçevede sadece bir teminat aracı değil, dönüşümü hızlandıran bir finansal kaldıraç işlevi görüyor.

Karbon fiyatlaması ve teşvik mekanizmaları da sigorta ve finansmanla doğrudan kesişiyor. Emisyonunu ölçemeyen firmalar için belirsizlik artarken ölçen ve yöneten firmalar için risk daha öngörülebilir hale geliyor. Bu öngörülebilirlik, kredi maliyetlerinden sigorta primlerine kadar pek çok alanda avantaj yaratıyor. Kamu destekleri, yeşil krediler ve sürdürülebilir finansman araçları, lojistik firmalarının dönüşüm yatırımlarını daha yönetilebilir kılarken riskin doğru paketlenmesi, bu kaynaklara erişimin anahtarı oluyor.

UTİKAD’ın yayınına da konu olduğu üzere, dernek 2025’te Türkiye Logistics Summit 2025’i düzenleyerek 200 milyar dolarlık pazar büyüklüğü hedefini paylaştı.
UTİKAD’ın yayınına da konu olduğu üzere, dernek 2025’te Türkiye Logistics Summit 2025’i düzenleyerek 200 milyar dolarlık pazar büyüklüğü hedefini paylaştı.

UTİKAD 2025’i nasıl geçirdi

Türkiye lojistik ve taşımacılık sektöründeki firmaları temsil eden en geniş kapsamlı sivil toplum kuruluşu UTİKAD, sektörün uluslararası standartlara uygun bir şekilde sürdürülebilir büyümesini desteklemek üzere çalışıyor. 2025 yılı da böylesine çoklu alanda faal olan UTİKAD için stratejik dönüşüm ve geniş katılımlı etkinliklerle dolu bir yıl oldu. Dernek, Türkiye Logistics Summit 2025’i düzenleyerek lojistik sektörünün yaklaşık 200 milyar dolarlık pazar büyüklüğü hedefini kamuoyu ile paylaştı ve dijital, yeşil, sürdürülebilir lojistik ile tedarik zinciri güvenliği gibi konuları ele alan kapsamlı bir platform oluşturdu.

Tüm bunlara ilave olarak da “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu” gibi çalışmalarla kapsayıcılık ve fırsat eşitliği konularını sektörel gündeme taşıdı ve bu alanlardaki somut adımlarını güçlendirdi. UTİKAD, ayrıca 2025’e ait faaliyet raporunu çevresel sorumluluk bilinciyle yayımladı. Sürdürülebilirlik ve sektörel iş birliklerini raporlayan dernek, üyelerine çeşitli yurt dışı etkinlik destekleri sağladı. Böylece uluslararası alandaki etkisi de fiili platformlarda pekiştirildi.

Benzer İçerikler

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.

PSM Awards 2020'de yılın en iyileri seçildi.