Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1987 yılından itibaren, Çalışma hayatının en önemli konularından biri olan iş güvenliğine atıfla 4-10 Mayıs tarihlerini İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası olarak kabul etti. Hafta boyunca birçok kurum ve kuruluşça iş güvenliği farkındalığı oluşturmak amacıyla etkinlikler düzenleniyor.
İş güvenliğini önceliklendiren bir ülke olarak Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 155 No’lu İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesini 2005 yılında kabul etti. Bu sözleşme hem kamu sektöründeki hem de özel sektördeki tüm çalışanları kapsıyor. Sözleşme, “ulusal politika ilkeleri, ulusal düzeyde eylem, işletme düzeyinde eylem” gibi alt başlıkları kapsayan maddeler yer alıyor. Aynı zamanda yürürlükte olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda konuya ilişkin ayrıntılı düzenlemeler de yer alıyor.
Gerekli önlemler alınmadığı için her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı birçok kayıp yaşanıyor. Araştırmalar da gösteriyor ki iş kazalarının ve meslek hastalıklarının neredeyse tamamı alınacak önlemlerle engellenebilir. Bu nedenle de iş yerlerinde önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği anlayışı ile hareket edilerek, tüm süreçlerde birinci önceliğin İş Sağlığı ve Güvenliğine verilmesi, İş Sağlığı ve Güvenliği bilincinin oluşturulması çok önemli kabul ediliyor.
İş güvenliğinde temel ilkeler
Yapılan işten veya çalışılan iş yerinden kaynaklanan tehlikelerin, genel çevre ve toplum üzerindeki etkileri de dikkate alınarak öngörülmesi, tanınması, değerlendirilmesi ve kontrol edilmesini, iş yeri ortamının iyileştirilmesini hedefleyen sistemli bilimsel çalışmaların bütünü olarak tanımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği, işle ilgili yaralanma ve hastalıkların önlenmesi gibi çalışanların sağlığının korunması ve bu konudaki bilinçlerinin geliştirilmesi ile ilgilenen bir disiplin. Tabii ki kişinin çevresi ile bir bütün olması nedeniyle iş sağlığı ve güvenliğinin hedefleri arasında; çalışanların sağlığının korunması, etkili yönetim sistemlerinin uygulanması, iş organizasyonları ve çalışma kültürünün oluşturulması yer alıyor. İş sağlığı ve güvenliği koşullarının gerçekleştirilmesinin öneminin yanında işveren ve devletler ortaya çıkan yeni risklerin de farkında olmalı. Belirtilen hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için bazı temel ilkeler de söz konusu. İşte bunlardan birkaçı:
Çalışanların çalışma ortamındaki her türlü tehdit ve tehlikelerden korunması.
Yapılan işin çalışanın kapasitesine göre düzenlenmesi ve işin çalışana uygunluğunun geliştirilmesi. İş sağlığı, güvenliği, hijyen, ergonomi ve kişisel koruyucu donanım kullanım konularında eğitim verilmesi.
Çalışanların, fiziksel, mental ve sosyal iyiliklerinin geliştirilmesi, çalışanların sağlığının iş hayatı bağlamında gözetiminin yapılması.
İşle ilgili hastalık ve kazaların zararlarının en aza indirilmesi için iş kazaları ve meslek hastalıklarının takibinin yapılması.
Çalışana ilk yardım eğitimi ve kaza gibi durumlarda yapılabileceklere dair bilgi verilmesi.
Çalışanlara ve ailelerine genel sağlık hizmetleri sunumunun sağlaması.
Önlem ve uygulamalarla güvenliği sağlamak
İş güvenliği, çalışanların işyerinde güvenli bir şekilde çalışmalarını sağlamak için alınan önlemleri ve uygulamaları içeriyor. İş ortamının risklerine göre ortamda iş güvenliğini sağlamanın önemli bazı yol ve yöntemleri bulunuyor. Bunlara daha yakından bakalım:
Risk değerlendirmesi: İş yerindeki tehlikelerin ve risklerin belirlenmesi için ortamda düzenli olarak risk değerlendirmesi yapılması gerekiyor. Potansiyel tehlikelerin tespiti tanımlandıktan sonra, bu tehlikeleri azaltmak için uygun önlemler alınmalı.
Eğitim ve bilgilendirme: İş güvenliği konusunda en önemli konulardan biri eğitim. Bu açıdan bakıldığında, tüm çalışanların iş güvenliği konusunda eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerekiyor. Amaç, çalışanların işyerindeki tehlikeleri tanıması, güvenli çalışma yöntemlerini öğrenmesi ve acil durumlarda nasıl davranması gerektiğini bilmesi.
İş yeri güvenliği politikaları: Şirketler, işlerinin türlerine göre iş güvenliği politikalarını oluşturmalı ve dahası bunları doğru bir şekilde hayata geçirmeli. Bu politikalar hem iş yerinde güvenli çalışma standartlarının belirlenmesi açısından hem de çalışanlara güvenliği sağlama sorumluluklarını hatırlatması minvalinde kilit önemde.
İş sağlığı ve güvenliği komitesi: Büyük işletmelerde, iş sağlığı ve güvenliği komitesi oluşturulması, işlerin çok daha yolunda gitmesini sağlıyor. Bu komite ortamdaki iş güvenliği politikalarını değerlendirir. İncelemeler sonrasında komite riskleri gözden geçirir; gerekiyorsa iyileştirme önerileri sunarak iş yerindeki güvenliği bir üst kademeye taşıyabilir..
Düzenli denetimler ve izleme: İş yerinde düzenli denetimler yapılmalı ve iş güvenliği standartlarına uygunluğu izlenmeli. Bu, olası tehlikelerin erken tespit edilmesi ve o tehdidi önlemek amacıyla harekete geçilmesini sağlar.
Çalışan katılımı ve geri bildirim: İş güvenliği konusunda çalışanların görüşleri alınmalı. Burada amaç iş yerindeki güvenlik uygulamalarıyla ilgili çalışanların geri bildirim vermesini teşvik etmek olmalı. Çalışanların iş güvenliği konusunda fikir vermesi, iş güvenliği kültürünün oluşturulmasına ve sürdürülmesine yardımcı olur.
Acil durum planları: İş yerinde acil durumlara hazırlıklı olunması açısından plan ve stratejiler inşa edilmeli. Çalışanlar bu planlar hakkında eğitilmeli. İş yerinde yapılacak düzenli tatbikatlarla planlar desteklenmeli ve çalışanlar risklerle alakalı tetikte tutulmalı.
Bu temel ve gerekli önlemler, öncelikle iş yerinde güvenli ortamın yaratılması ve sonrasında korunması için yol haritası olarak da kabul edilebilir. İş dünyası, iş güvenliği konusundaki yasal gereklilikler çerçevesinde iş güvenliği önlemlerini uygulamalı. İş güvenliğinin dinamik bir süreç olduğu unutulmamalı; iş alanında sürekli olarak iyileştirme çabalarına devam edilmeli.
İş kazaları ve meslek hastalıklarına dair bazı veriler
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “Daha Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Ortamları için Bir Çağrı” başlıklı yeni raporuna göre, her yıl yaklaşık üç milyon işçi, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakama bakıldığında çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunmasında süregelen zorluklar netleşiyor.
Yine ILO’nun raporunda yer alan iklim kriziyle ilişkili verilere göre de yılda 2,41 milyar çalışan, aşırı sıcaklara, 1,6 milyar çalışan ise ultraviyole ışınlara maruz kalıyor. Yine dünyada her gün yaklaşık 8 bin adet iş nedenli ölüm olduğu tahmin ediliyor. Bunun 855'i iş kazalarından ve 7 bin 100'ü ise işle ilgili hastalıklardan kaynaklanıyor.
ILO'nun raporuna göre işle bağlantılı ölümler eşit dağılmıyor. Erkek ölüm oranı (iş gücündeki her 100 bin kişide 108,3) kadın oranından (her 100 bin kişiden 48,4) önemli ölçüde daha yüksek olduğu belirtiliyor. Asya ve Pasifik bölgesi, küresel toplamın yüzde 63’ü ile en yüksek işle bağlantılı ölüm oranına sahip.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporu ise Türkiye’de 2023 yılında 1929 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğinin altını çiziyor.
Yine SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından duyurulan 2022 yılı verileri de ülkede toplam 589 bin 271 iş kazasının meydana geldiğini vurguluyor.
Görüldüğü üzere dünyada ve Türkiye’de oldukça önemli bir sorun olan iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi için çalışan, işveren, devletin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Süreklilik ve başarının gelmesi ancak böyle mümkün olabilir.
KAYNAKLAR
saglik.gov.tr
ilo.org
halksagligi.hacettepe.edu.tr’de yer alan Dr. Sevgi Kargı tarafından, Prof. Dr. Ali Naci Yıldız danışmanlığında 28.04.2024 tarihinde hazırlanan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Günü Bilgilendirme Notu” yazısı.